Yaşadığımız günler, yıllar, bizler içinde tüm dünya insanları içinde düşünme tarzını değiştirmiştir. Yüz yıl önce, birkaç asır önce ya da bin yıl önce yaşanan tüm vahşetleri bilir, üzüntü duyar, lanetleriz de çok da fikir üretemeyiz, ürettiğimiz fikirler ise zorlama ve tahminleri barındırır. Hocalı katliamı ise yaşayan milyarlarca insanın yaşam yılları içerisin de ve alenen yaşanmıştır. Bu savaş değil, terör değil, insanlık dışı ve tüm insanların gözleri önünde yaşanmıştır. Aksi her beyan lafügüzaftır, parmak çevirme, topu taca atmaktır. Savaş kuralların da dahi bir centilmenlik uygulaması vardır ve çocuk ve yaşlılar ölüm ve kargaşadan uzak tutulur. Hocalı katliamı ise içeriğin de tam bir vahşeti ve 25 Şubat 1992 tarihin de çocuk ve yaşlılar ayırt edilmeksizin ve savunma şansı olmayan insanlara, insanımıza karşı yapılmıştır.
İngilizlerin Amerika keşfi adıyla kızıl derilileri yok etme hareketi bilinir de bilindiği kadarıyla tarihin tozlu sayfalarında yerini alır. Kime sorsan kim anlatsa haklıdır, gereklilik vardır, mecburiyet vardır.
Yirmi beş yıl önce, gözlerimiz önün de bu vahşet yaşanmıştır. Ülkem de dünya insanlığı da sınıfta kalmıştır. Türk milletinin önemli zaaflarından biri de budur, zafer ve kazanımlarımızı yere göğe anlatır ve isteriz ki haberi olmayan kalmasın. Haksız da olsa yenilmişlik hallerimizi, dövülmüş, dayak yemiş delikanlı edasıyla sessizce geçiştiririz. Kanaatim o ki; halen dünya ülkelerinin savaş kurnazlıkları ve tarihten gelen kin ve çekememezlik hallerinden bihaber halde yaşamaktayız.
<< Hocalı katliamı hiçbir savunması olmayan insanlara karşı gerçekleştirildi. Hocalı’ da yaşayan 613 Azeri sistematik bir yok etme politikasıyla hayatlarını kaybetti. Uluslararası hukuk kurallarının çiğnendiği Hocalı’ da “jenosid” soykırım açıkça uygulandı. İnsanların katledilmesinin yanında Ermeniler kadınları ve kız çocuklarını uluslararası kadın ticaretinde kullandı. Küçük çocuklardan alınan ilik örnekleri hastalara satıldı. Hocalı’ da insanların organları uluslararası organ mafyasının eline düştü. İnsanlara canlı canlı etnik kimlikleri hiçe sayılarak haç damgası vuruldu. Beyrut’ta yayımlanan bir Ermeni’nin anıları da Hocalı’ da yaşananların boyutlarını ortaya koyuyor. Anılarında Hocalı’ da yaşananlardan dolayı pişmanlık duyduğunu belirten bu kişi, Hocalı’ da katledilen Azerileri ölüp ölmediklerini kontrol etmek için geriye dönen Ermenilerin, yaşama şansı olan yaralı Ermenileri bile acımadan yeniden ateş ederek öldürdüklerini söyleyerek, bundan büyük bir vicdan azabı çektiklerini ifade ediyor.>>
<< Dağlık Karabağ bölgesindeki Türk yurdu Hocalı’yı basan Rus destekli Ermeniler, yaşlı, genç, kadın, çocuk demeden tam bin 300 soydaşımızı akıl almaz işkencelerle katletti. Hocalı katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 25 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kentinde Azeri sivillerin, Ermeniler tarafından gerçekleştirdikleri insanlık dışı bir vahşet olarak biliniyor. Azeri kaynaklarının ve Memorial, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi bazı uluslararası insan hakları kuruluşlarının bildirdiklerine göre katliam, Rus 366. Motorize Piyade Alayı’nın desteğindeki Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından gerçekleştirildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana cereyan eden en kapsamlı sivil kırımı olarak nitelendirirken, Azeri kayıplarının sayısı üzerinde tartışmaların devam ettiğini kaydetti. Saldırıda ölenler hakkında Azerbaycan resmî kaynaklarının bildirdiği rakam ise 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 kişi olmakla birlikte, katledilen toplam Azeri sayısının bin 300 kişi olduğu tahmin ediliyor .>>
<< Vahşeti yaşayan ve sonra Beyrut’a yerleşen Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan, For the Sake of Cross (Haçın Hatırı İçin) isimli kitabında olayı şu satırlarla anlattı : ...Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı’ nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için savaşa devam ettiler.>>
<< Bir kasaba haritadan silindi! Önce kasabanın hava ve karayolu ulaşımı engellendi; sonra su ve elektrikler kesildi. Alçakça darbe ise kasaba ablukaya alındıktan sonra vuruldu. Yukarı Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde olan Hocalı köyü Ermeniler için askerî bir hedef niteliğindeydi ve coğrafi-olarak saldırıya müsaitti. Dağlık Karabağ bölgesi’ nin merkez şehri olan Hankendi’ ye 10 km uzaklıkta olan Hocalı, Karabağ’daki mevcut tek hava alanının burada olması ve demiryolunun da buradan geçmesi nedenleriyle, stratejik öneme haizdi ve 1991 yılının Ekim ayından itibaren abluka altındaydı. 30 Ekim’de kara yoluyla ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası helikopter kalmıştı. Şuşa şehrinin semalarında sivil helikopterin vurulması ve bunun sonucunda 40 kişinin ölümünden sonra bu ulaşım da kesilmişti. Ocak ayının 2’sinden itibaren şehre elektrik verilmemişti. Şubatın ikinci yarısından itibaren Hocalı, Ermeni silahlı birliklerinin ablukasına alındı ve her gün toplar ve ağır makineli silahlarla bombalandı.
Tamamıyla yok edildi 936 km2’lik alana sahip ve 2.605 aileden ibaret 11.356 kişinin yaşadığı Hocalı kasabası 26 Şubat 1992 tarihinde tehcire maruz kaldı ve kasaba tamamıyla yok edildi. Hocalı bu katliamın yaşandığı sırada Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin koruması altında değildi. Bu nedenle Silahlı Kuvvetler Hocalı halkına yardım edemedi. Ermenistan Silahlı Kuvvetleri köyü üç yönden kuşatırken, helikopter ve ağır silahların yardımı ile önce köyü bombaladı ve ardından da köye girerek katliam yaptı.. Ermeniler bu hareketleri ile Azerbaycan Türkleri’ne Dağlık Karabağ konusunda bir mesaj vermek ve stratejik bir konumda bulunan kenti işgali amaçlamışlardı. Ermenistan Silahlı Kuvvetleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gecede bölgedeki Rus 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı köyünde sivil, kadın, çocuk, yaşlı ayırımı yapmadan Azeri resmî rakamlarına göre 613 kişiyi katletti. Katledilenlerin 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 7’ten fazlası ise yaşlıydı. Bu katliamdan toplam 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu. 1275 kişi ise rehin alındı. 150 kişinin ise kaybolduğu belirtildi. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, kulakları, burunları ve kafaları ile vücutlarının çeşitli uzuvlarının kesildiği görüldü. Aynı vahşetten hamile kadınlar ve çocuklar bile nasibini aldı..>>
Üçüncü milenyum başın da yaşama devam ederken yakın geçmişte yaşanan ve sadece insanların ölümünden ibaret olmayıp vahşet, gaddarlık, canilik, eziyet ve işkencenin her türünün yaşandığı, sapık durum ve davranışların çokça içinde barındıran “Hocalı Katliamı” kapanmayacak, kabuk tutmayacak bir yaramızdır. Türk Milleti Türkiye Cumhuriyeti Devletinden ibaret değildir. Her kıta da, her bölge de varlığımız mevcuttur. Her yöre de, her köşe de var iken bu had bilmez hal neden ve niçin yaşanmıştırın cevabını muhatap düşmanlar vermeliler de öncelikle kendi içimizde kendimize bu cevabı verme zorunluluğumuz vardır.
*Yazı içerisin de yer alan yer tarih ve sayılar Yeniçağ gazetesi araştırmalarından ve bu vahşeti yaşayan kişi ya da kişilerin yazılı kitap ve belgelerinden alınarak aktarılmıştır
Mir Murat Demir
Yorum Yazın