Açgözlülük aşırılıktır, doğru ölçüyü bilmemek ve bu konuda hiçbir şey yapmamaktır. Ölçülerin ötesinde keyifte. Ölçüyü kaybeden herkes, ölçüyle başa çıkmanın doğru yolunu kaybetmiştir. Hırslı insan doymaz. Daha fazlasına, daha fazlasına ihtiyacı vardır, ama "daha fazla" doygunluğa yol açmaz. Açgözlülük bir takıntı, bir bağımlılık haline gelebilir, kontrol kaybıdır.
Açgözlülerin arzuladığı şeye olan hissedilen açlık sınırsızdır, doyumsuz olan ölçüsüz arzudur. Miktarlar giderek daha da büyür, iştah daha da artar. (Duygusal) doygunluk hissinin ne zaman gerçekleştiğini algılamadan giderek daha fazla kontrolsüzleşen adeta yutma eylemidir. Artık keyif yoktur. Bilinçsizce tüketim söz konusudur örneğin yiyecek veya alkol, takdir görme, ilgi, şefkat, başarı veya güç.
Açgözlülük sadece miktar ve frekansla ilgili değildir - kendini nasıl teslim ettiği ve arzulananın şeyin iç alanı tamamen kaplayıp kontrol edip etmediğiyle ilgilidir, bu şekilde açgözlülük takıntı ve/veya bağımlılık haline gelir.
Açgözlünün doyumdan hemen sonra hissettiği sıcak tokluk, hayatta karşılanmayan ihtiyaçlarını o an için karşılamış olur. Açgözlü kısa bir süre için tatmin durumundadır. Akşamdan kalan sarhoş gibi alkolün etkisinin geçmesiyle ayıkmasıyla birlikte soğuk bir hayal kırıklığı gelir.
Açgözlülük, içsel boşluğun, anlamlı olarak algılanmayan bir varoluşun, yorgun can sıkıntısının, kronik memnuniyetsizliğin ve sürekli hayat açısından dezavantajlı olarak algılanmaya bağlı hayal kırıklığının ifadesidir. Canlılık, anlam ve dolgunluk kazanmamıştır. Açgözlülüler dışarıda gördüklerine sahip olmadan acılarını dindirmenin başka bir yolunu bilmemektedirler.
Özünde, hırs açgözlülük, her bağımlılık ve her takıntı gibi, sağlıklı ortanın olmamasına ve yaşamdaki manevi boyutun eksikliğine dayanır.
Her türlü açgözlülüğün arkasında, sahip olmak isteme ihtiyacı vardır. Ona göre çok şeye sahip olmak onu toplumda çekici kılacak ve (var olmayan) benlik saygısını güçlendirecektir. Sahip olmak zenginliği, refahı, bolluğu, fazlalığı, dolgunluğu çağrıştırır. Bütün bunlar şunu gösteriyor: ‘Ne kadar çok şeye sahipsem o kadar çok değerliyim. İçten nasıl göründüğümü, lütfen kimse görmesin. Çünkü orada acı, utanç ve suçluluk var, bastırılanlar, görülmesi, bilinmesi, işlenmesi istenmeyen şeyler var.’
Psikolojik olarak açgözlülük, acı verici bir memnuniyetsizliğin anestezi girişimidir, büyük içsel boşluktan uzaklaşması gereken anlık bir zevktir. Bu boşluk doldurulamayacağı için tekrar yeni şeylerle doldurulmaya çalışılır. Çünkü hayatını dolduran başka pek bir şey yoktur.
Yararlı olan nedir?
Gerçekten neye hırs/ açgözlülük yaptığının farkında olmak mantıklıdır. Hangi ihtiyaçların karşılanmadığı veya hangi iç sorunları çözmeye hazır olmadığı çözmelidir. Açgözlülerin görevi şudur: gerçek ihtiyaçlara bakmak ve bu ihtiyaçlar maddesel değildir. Bu farkına varıldıktan sonra, sahip olma arzusu doğru yere kayar: yani varlığa doğru. Bununla birlikte, her halükarda, açgözlü için zorluk, açgözlülüğünün nedenlerinin ne olduğunu araştırmak ve bununla başa çıkmaktır. Çünkü hırslı/ açgözlü insan ihtiyaç tatminine bağımlı olduğu için sadece arzusunun kontrolünü kaybetmekle kalmaz, hayatının kontrolünü de kaybeder.
HANIM DEMİRBAŞ
UZMAN SOSYAL PEDAGOG VE AİLE DANIŞMANI
Yorum Yazın