Bir şey olmamız gerekiyor MU?..
Doğduğumuz an itibari ile üzerimize tek tek giydirilen kıyafetler gibi, karakterler, etiketler oluşturuluyor ve sonrasında ne mi oluyor?..
Sen gerçekten kimsin? Nesin?..
Bu bir simülasyon.
Olmak istediklerimiz, benzerleri veya sahtesi!..
Yazacaklarım biraz fazla gelebilir!!!
Kimse olarak geldiğimiz hayat yolculuğumuzu kimse olarak tamamladığımızı inkar edemeyiz.
Dünyaya geldiğimizde hiç kimse olduğumuz için bebek, elveda derken mefta sıfatları ile seslenilir. Biraz ağır geldi değil mi!..
Bizler bu dünya üzerindeyken belirlenilen isimler ile varoluşumuzu idame ettiririz, sonrasında o ismin üzerine kaneviçe işler gibi her gün yeni bir desen ( kişilik, alışkanlık, huy, yetenek) işleyerek bambaşka motifler ve renklerle yeni bir şeye dönüşür, dönüştürürüz. Neydik aslında; boş tertemiz, bembeyaz birer kumaş.
Bazen hayat çok karmaşık bir hale geliyor. O güzelim kumaşa o kadar çok motif ve renk katmaya çalışıyoruz ki işleyecek yer kalmadığında üst üste gelmeye başlıyor. Kumaşın dışına çıkmaya çalışmak nafile. (kendinden kaçmaya çalışmak)
Ne kadar dışarı çıkmak istesen de bir parçan içeride ve sen asla dışarıda bir bütün olamıyorsun. Yanlış veya fazla olan motifi sökmek yerine ya uyarsa diye işlemeye ( hayatına eklemeye) devam ediyorsun. Küçükken çok duyardık; ne olacaksın söyle bakalım?..
Bir şey olmamız lazımdı! Her soru gibi bu sorununda bir cevabı olmalıydı. Küçücük bedenime koca bir üniforma giydirmeye çalışırdım. Bir şeyler yapmaya çalıştığımız da, sen dur sana göre değil. Yapmak istemediğimde de hadi sen yaparsın. Kafamda sürekli olmam gereken bir şekil ve asla birbirine uymayan kıyafetler, alakasız bir gardırop. Hayat yeni başlıyor o sıralar ve kendin için bir şeyler düşünmek veya çabalamak kısmında bir çoğumuz evebeynleri açısından çok şanslı. Bir çoğumuz için ise tam tersi. Ya olması istenilen kişiler olarak ilerleyip üstüne ekliyoruz. Ya da olmak zorunda olduğumuz kişiler olarak. Hepimiz için ayrı sınavlar ve sonuçlar doğuruyor yaşam.
Şimdi asıl mevzuyu açıklamaya başlayayım.
Biri veye bir şey olamaya çalışma hali.
Hz Mevlana derki; Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken,sen hiç ol... Menzilin yokluk olsun.
İnsanın çömlekten farkı olmamalı,nasıl ki çömleği ayakta tutan dışındaki biçim değil,içindeki boşluk ise,insanı ayakta tutanda benlik zannı değil hiç'lik bilincidir.
Burada bir çok kişinin kafası karışıyor!..
Herşeyden uzak, umursamaz olmak mı? Hayır!..
Hiç olmak için herşey olmak gerek.
Herşey olmak; herşeyi bilip, bilgiyi parçalayıp gerekeni alarak bilgiden özgür olmaktır.
Hz. Peygamberimizin “ İlim Çin'de bile olsa gidip alınız”
Bilginin önemini anlatan çok sevdiğim bir sözdür.
İlim ve bilgi seni sorgulamaya yöneltir. Sorgu doğru bilgiye. Hakikatin doğrusu ise; hayat yolculuğunda madden ve manen tuttuğun şeylerin senin özünün 'ruhunun' ihlası için araç olduğunu öğretir.
Dikkat edin! Birileri ile tanışırken çoğu kişi isim soyisim ve ünvanını belirterek kendini tanıtır. Ya da karşısındaki kişinin ilk sorusu ne iş yapıyorsunuzdur. Üzerimize giydirdiğimiz kimlikler o kadar çok ki. ( dr. Av. Patron, birinin eşi, soysisim, çalışan,) Evet bunlar önemsiz demiyorum ama bunlar seni sen yapan şeylerin önünde olmasın diyorum. İçini doldurduğun şeylere tutunmadan gerçekten var oluşunu ne kadar sürdüre bilirsin?.. Bu etiketler kimimiz için maddi getiri, kimimiz için kişilik belirleme.
Temel de hepsi EGO!..
ESAS OLAN DENGE.
Dengeyi kaybettiğin hayatta ya yukarıdan bakarsın üstünlük sağladığını zannederek. Ya aşağıdasın yukarıya bakmaktan çıkacağın basamağı görmeyerek.
'BEN'
Ne kadar dolu ve bir o kadar boş bir kelime.
Aslında hepimiz biliyoruz bu kelimenin acınası bir şey olduğu. O yüzden birine kızınca Ben'cil'sin deriz. Ben olmaya ben'i önemsemeye çalıştığımız sürece asla 'hiç' olamayız.
" ASLINDA HERŞEYİM AMA HİÇİM"
Herşeyin bilgisi içindeyken; hiçbir şeyin senin olmadığını bildiğin de "HİÇ"sin "HERŞEYSİN".
Tutunduğun ne varsa, kimliklerin, duyguların, maddiyatın, ailen bunlardan özgürleşmek için nelerden vazgeçebilirsin?..
Murphy Yasası derki.
Kaybetmeyi göze aldığında kazanıyorsun.
Neyi bırakırsan o sana çoğalarak geri geliyor...
Bunlar insan nefsine ağır gelen şeyler. Bunlardan değilmidir zaten ben'ci'liğimiz.
Bu hayatta senin olduğunu düşündüğün şeyleri şöyle bir değerlendir. En yakına gel; anne- baba, eş-çocuk ne sen anne babaya aitsin nede çocukların sana.
Eşyalar mı?
Para mı?
Eşya süresi dolduğunda giden, para dediğin her gün eriyip biten. Hepsi senin mi? aracı ( emanet) mı?..
YA ÖZGÜRSÜNDÜR, YA KÖLE!..
Hiç BİR ŞEY kolay değil tabi bu hayatta... Olduğundan dönmek, olanı düzeltmek!..
Sufilerin eğitiminde onlara söylenen şu söz çok net anlatıyor.
Ebe" bilir ki, sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze bir "sen" zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.
Her an, her nefeste yenilenmeli, yepyeni bir yaşama doğmak için, ölmeden önce ölmeli.
Hayatımız boyunca önermeleri işledik beynimize.
Daha önceki yazılarımdan birinde açıklamıştım.
Birilerinin iyi veya kötü yakıştırmaları, dinlediğimiz şarkılar, sürekli duyduğumuz etiketler ve 'O' hale dönüşme ve 'O' duyguyu yaşamaya çalışma hali.
İnsan beyni kurduğumuz hayallerde bile netlik istediği için senin 'O'nu dönüştürmen ve yaşamanı sağlamaya çalışır.
"A DÜŞÜNDÜĞÜN BAŞINA GELDİ."
Şimdi kendine yeni önermeler sunmaya başla.
BİRİ YA DA BİR ŞEY DEĞİLİM.
İÇİMDE TANRININ TEZAHÜRÜ OLAN SAFLIĞIMI BİLİYOR VE ONA ULAŞMAYI NİYET EDİYORUM.
YOLCULUĞUMDA Kİ ENGELLERİ KOYACAK TEK KİŞİ 'BEN'.
O ENGELLERİ KALDIRA BİLECEK OLAN TEK KİŞİ YİNE 'BEN'.
SEN DEĞİŞİRSEN HER ŞEY DEĞİŞİR.
Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk'ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
Hz. Mevlana 'dün zekiydim dünyayı değiştirmek isterdim, ama bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum'
NOT: BU yolculuk için önerme istersen!..
Nasıl davranır ve konuşursan hepsi sana dönecektir. Bunu bilerek yaşamak değişimdir.
Dünya bir dağ ve sen bağırdığında sesin sana geri gelecek. Baktığın her şey senin bir aynan nasıl bakarsan öyle görürsün.
Şimdi sen de kendine "HOŞ"gelenlerden olacak mısın?..
Harika bir sunum. Giriş ve konuların seçilmesi, sanki canlı bir anlatım hissi veriyor. Arada bir konu ile bağlantılı atasözleri de menüye zenginlik veriyor. Yazım için çok teşekkür ederim. Tebrikler.
Abdullah Özkaynak
01-12-2022 21:15