Geçtiğimiz günlerde 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günüydü, hepsinin burunlarından kocaman öpüyorum. Bizde de iki tane patili tüy yumağı var, hayat onlarla çok güzel, eğlenceli ve maceralı geçiyor.
Evini paylaştığın bir evcil dostun yoksa da sokakta, parkta gördüklerinle sadece on dakika geçirmen bile o günü mutlu geçirme olasılığını yükseltecek. Ayrıca bu önerim tamamen bilimsel bunu biliyor muydun?
Bir evcil hayvanla vakit geçirdiğinde vücudunda seni rahatlatan stresten, uzaklaştıran ya da baş etmeni sağlayan hormonları salgılıyorsun. Bunun için bir yavru kediyi izlerken yüzünde oluşan tebessümü hatırla.
Bu küçük terapistler, zor anlarında sana adeta seans yapıyor ve bu seanslar tamamen ücretsiz!
Hayvan fobisi olanlar da var tabii. Kaldı ki bu durum toplumumuzda çok normal bir şeymiş gibi algılanıyor fakat durum terapi gerektiriyorsa tıpkı diğer fobiler gibi bu insanın tabiatına aykırı bir hal demektir. Bir uzman yardımıyla da bunun üstesinden gelinebilir. Onları da anlayışla karşılıyorum ve sevimli dostlarımızla kaçırdıkları o güzel anlar için de onlar adına üzülüyorum.
Çevremde bir tüy yumağına ebeveynlik yaparak bu korkusunu yenen tanıdıklarım var, belki bu yazıyı okuyan sen de onlardan biriysen senin için de geç değildir.
Gelelim bana; benim ilk göz ağrım, oğlum Era Cuma günü kısırlaştırma operasyonu oldu. Evde öncesinde başlayan bir olağanüstü hal durumu sonrasında da artarak devam ediyor. Köşemdeki yazımı sanırım mucize eseri tamamlıyorum. Kafasında bir çanak antenle evdeki her yere takılmak suretiyle yardım talebinde bulunuyor ki bunun sıklığını tahmin edemezsin.
Eğer bunu yaşadıysan ve “aaaa benimki çok rahat geçti” diyorsan, kesinlikle haklısın. Bu tamamen benim Helikopter Anneliğimden ya da Kar Küreyici Ebeveyn tutumumdandır, kabul ediyorum.
Benimki gibi bir oğluşun varsa ve henüz kastrasyon operasyonu olmadıysa da endişeye gerek yok. Çünkü operasyon aslında çok basit 20-25 dk filan sürüyor. Örn. ben operasyona alındığında yürüme mesafesinde bir markete gittim, döndüğümde bitmişti.
Dolayısıyla kısırlaştırma operasyonu henüz olmamış bir patili oğlun varsa benim gibi dümdüz evhamlı biriysen o oranda nazlı bir canlı yaratıyorsun. Bu arada dikiş sayısının 2 olduğunu belirtmek isterim. ?
İşte bu durumu gel de 2 aylık oyuncak ayıyı 6,5 yaşına kadar büyütmüş, anaç bir insana anlat. İş güç, uyku düzeni hepsi karşımdaki küçük beyin horlayarak uyuduğu saatlere sıkıştı.
Bu vesileyle başta kendi Anneme ve diğer Annelere saygı ve minnettarlığımı tekrar kendime ve sana hatırlatmak isterim. Ne derdi olduğunu anlatamayan bir canlıyla empati kurup ona bakım vermek; insanı, insani olarak geliştiren bir duygu. Bunu yaparken de sabırlı şefkatli ve sevgi dolu olmaya çalışmak hele uykusuzken insan üstü bir özveri gerektiriyor.
Haftaya iyileşmiş bir Era ve keyifle sohbet edeceğimiz bir konu için şimdiden düşünmeye başladım.
Seni kocaman kucaklıyorum.
Kapının önüne bir kap su, biraz mama bırakmayı unutma! (Pencere önü de olur.)
Yosun ŞENGÜL
Yorum Yazın