Belki sayısı artınca hayaller, hayaller artınca umutlar yeşerir hep içimizde, döngümüz sabittir ama asla monoton değildir. 0+0=0 misali bu üç kelimenin sırasını istediğimiz kadar değiştirelim; etkilerini asla değiştiremeyiz, İnsan içinde insan, beyin içinde beyin ve kalp içinde kalptir aslında hayal kurmak. İnsan içinde kalp, kalp içinde damar ve beyin içinde kan gibi basitlikler barındırmazlar çoğu zaman, bazen özgürlüğü kuş ile bağdaşlaştırıp uçmak; bazen de huzuru en zirvede ki bir ağaç olarak görüp hafif yağan yağmur ile kucaklaşmak isteriz, karmaşık gelir çoğu zaman hayaller bize. Ama asıl karmaşa hayaller gerçekleşince başlar bizler için.
Kuş olduğumuzda okyanusun üstündeyken uçacağımız günleri nasıl iple geçtiğimizi unutup, okyanusun büyüsüne kapılarak bir balık olup mavinin eşsizliğinde kaybolmayı, ağaç olduğumuzda ise yağmurla kucaklaşmayı beklediğimiz günleri hatta yılları görmezden gelip, yağmurla kucaklaşma elçimiz olan bir bulut olmak isteriz büyük tutkularla bağlandığımızı zannettiğimiz özgürlüğün adı kuş değil balık, huzurun adı ise ağaç değil bulut olmuştur çoktan, hemen ardından bilseydim fısıldanır kulağımıza inceden ve zamanla belki masumluğunun yerini acımasız keşke, umut pırıltısı ise yerini karanlık pişmanlığa bırakır. Kuş, hayaline erişip balık olsa kendine hayat veren su; ağaç ise bulut olsa yaşam kaynağı olan yağmur olmak ister zamanla, bu sefer de keşke ve pişmanlıkların yanına bitirici olgu gelir; adı doyumsuzluk.
Ya hayaller gerçekleşmeyip bütün olanlar masal olup önce gözümüzde ukde sonra kâğıtların kimliği,
ya da hayaller gerçekleşip bize en zirve olma mantığını aşılayacaktı, bir nevi yaşanmışlıklar ve
yaşanmamışlıklar kavgası. hâlbuki hayal olmasa insan kuş olamayacak, kuş olmazsa okyanusun en eşsiz güzelliğine şahit
olamayacak, okyanus olmasa suyun kudretine nail olamayacağı gibi; hayal olmazsa insan ağaç duygusunu bilmeyecek, ağaç olamazsa bulutu tanıyamayacak ve bulut olmazsa yağmurun gizemine vasıf olamayacaktı. Ve sonuç olarak kendimize has olan özgürlük ve huzur tanımı nokta ile son bulmayıp hep
virgüllerle sonsuz uzatmaları oynayacaktı, zemin ile sonsuz arasındaki merdivenin her basamaklarındaki manzara olsun hayat. Bir sonraki basamağı istiyorsanız hiç bir zaman durmayın ve korkusuzca yaşayın ama hiç zaman bir önceki basamağın kıymetini unutmayın.
NAZENDE KAYA
ARAŞTIRMACI-YAZAR
Yorum Yazın