İhtiyarlık tamamıyla hayata katılmakla alakalı, hayatın için de olmak ya da kenara çekilip seyrine dalmak, bakmak. Beklentilerin gibi katılımcı olma hallerinden tamamıyla uzaksan, yaşının hiçbir önemi kalmamıştır. Doğum tarihinden sonra otuz, elli ya da seksen yıl geçmiş ve halen ne yapabilirim, ben bu hayata ne katar ne verebilirim diyor isen, cıva gibisin, gençsin. Yaşın çok başlar da yirmili yaşlarındasın ve verin yiyeyim, örtün yatayım, bana ne, sana neler diline yerleşmişse, basbayağı ihtiyarlamışsın.
Sevdiğimiz, eserleriyle gururlandığımız “Mimar Sinan” Süleymaniye camisini tamamladığında 70 yaşını geçmiş, Selimiye camisini bitirdiğinde ise yaşı 86 olmuştu. Çok yazılar da denk gelmiş okumuş, bilirsiniz. “Kristof Kolomb” “Pasteur” “Galileo” “Charlie Chaplin” “Goethe” “Albert Schweitzer” gibi dünyaca tanınan bilinen ünlülerimiz; sanat, keşif ve bilimsel alanda ki çalışmalarını yaparken ellili yaşlarını çok olmuştu geçeli. Ressam “Titian” ise ünlü “Lepanto Savaşı” tablosunu 98 yaşında bitirdi ve 99 yaşında yaşama veda etti.
Tarihi kişiliklere göz attıktan sonra, uzun yaşama nail kişiliklerin son anlarına kadar çabalarının bitmediğini, iyi ve güzele dair uğraşlar verdiğini okuduk öğrendik.
Tüm dünyanın tanıdığı iki özel ve güzel ismi de yazmalıyım. Hz Muhammed, İslam dini peygamberi, Tanrının elçilik görevini üstlenmiş olsa da beşeri hayatta 61 yıl kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti kurucusu “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” ise tüm başarı ve dehalarını hayata geçirip hayata 57 yaşında veda etmiştir.
Yaşanan yılların uzun ya da kısa olması mıdır önemli olan, yaşanan süreye çok şey sığdırmak mı? Bilim ne büyük buluşlara imza atarsa atsın, ölüm insana uzak değil. Bazı bilimsel kaynaklar canlı yaşamı için 50 bin yıldan bahsederken bazıları çok daha uzun olduğunu söyleyip savunmakta, bazı bilimsel gruplar da daha da kısa olduğundan dem tutmaktadırlar. 2019 Dünyası, Türkiye’sinde, iletişim imkanlarının böylesi arttığı olanaklarda biliyoruz ki; yaşam yılı ortalaması hiçbir ülkede 100 yıl olmamış, bu rakama ulaşılamamıştır. Fıtratı da formatı da tartışmaya, konuşmaya, düşünüp yorumlar üretmeye devam edelim. Değişmez gerçeğimiz hükmünü sürdürüyor, yaşamdayken ke yapabilirim, insanlara ne güzellikler sunup ne katkılar verebilirim. Tarihin satırların da insanların yüreklerinde var olmanın, yaşama devam etmenin de tek yolu bu, en azından şimdilik!
Mir Murat Demir
Yorum Yazın