İnsan ki ne muazzam bir yaratılmış,yüz binlerle yaratılmış canlının içinde akla sahip tek tür.Son birkaç asır oldu ki,savaşlar bir yana savaşsız,barış içinde yaşasa dahi doğaya en fazla zarar veren tür olduk.Dengeleri hızla bozuyoruz,tabiatın kendi program akışını ya sekteye uğratıp değiştiriyor ya da asimile ederek farklılaştırıyoruz.
İnsan ki,kendi yapısından kaynaklanan bir zaaf sahibi,hata ve yanlışlarını kabul hali göstermez,mutlak bir “günah keçisi” bulur kendine.Günah keçisi bulma eğilimi sadece doğaya karşı acımasız, bilinçsiz hallerimizde değil,kendi içimizdeki iletişim ve paslaşma hallerinde de geçerlilik kazanmış.Kendi yetişme ve eğitimimize özeleştiri yapmak yerine,her eksik ve hatamıza mutlak bir günah keçisi ataması yaparız.Günah keçisi ataması yaptığımız bir diğer insanın masumiyeti,vicdanlı halleri,pozitif yaşamsal çabaları,tüm bu olumlu kazanımları gözümüzde yok kabul edilir.Kendimizi aklamak,
temize çıkarmak adına,bu davranış bozukluğunu sıklıkla hayatlarımıza katarız.Bir insanın bir diğer insana kendi hata ve kusurlarını yüklemesi,çoğunlukla olgun bir hal almayan kişiliğinden kaynaklanır.Kişilik kazanımları tam olanlarda da kısmen menfaat çatışmalarında ortaya çıkan bir de zaaf vardır.Günah keçisi tayın etme kabalığı,samimiyetsizliği tek taraflı bir akış göstermez.Bozuk yapılanması ile çevresinde günah keçisi arayışında,tanımlamasında bir adım öne çıkan şahsiyetler de dönem dönem aynı küstah davranış biçimine kurban olabilirler.
Reel ve seviyeli yaşamanın temel şartı,erdemli olma çabamızdaki süreklilik ve tutarlılık da saklı.Her insan gibi doğru ve başarılı çalışmaların,eylemlerin sahibi olmamız mümkündür.Pozitif tüm çalışmaların sahiplenilmesi bu kadar kolay ve gurur okşayıcı iken,hata yapmak,yanlış sonuçlanan uygulamalar da insanlar içindir.
İnsan neden iyi,güzel ve doğru olan her çalışma ve eylemini keyifle,gururla sunabiliyor iken,hatalı ve yanlış giden kararlarını sahiplenmez ki ? İnsan özünde kusursuz bir yaratılış içinde değildir.
Dogmatik olarak eksik ve kusurlarıyla vardır,erdemli toplumlar da o şekliyle kabul eder.Eğitim,öğretim ve kişisel çabalarla yok edilecek ya da azaltılacak bir kusur var ise,doğru ve erdemli olan kişinin kendi benliğindeki mücadeledir.Tam da bu nokta da eğitim,öğretim yeterliliği kadar kişinin sürekli kendisini yenileyebilme halleri de önem arz eder.Yenilenen insan için hata yapmak,yanlış yapmak bir yenilgi değil,verilen mücadelenin sadece bir dilimini oluşturur.Günah keçisi aramak diye bir uygulama şekli kalmaz,erdemi ve seviyesine dayar sırtını.Süreç içinde en doğruyu,en idealini bulma umudunu yitirmeksizin yoluna devam eder.
Murat Demir MurDem
Yorum Yazın