Ekseriyetle gerçekler insan hayatına dair doğru verilerden oluştuğu için koşullar ne olursa olsun dayanak, etik, çağdaş, mutlu bir yaşama aydınlanma sağlayacak temel unsurlarımızdır. Gerçeklere sırt dönmek karanlığa bakmak, karanlıkta kalmaktır. Gerçekler bireysel hayatımızda da toplumsal hayatımızda da, bilimsel ve sanatsal çalışmalarımızda da vazgeçmemiz, perdelememiz mümkün olmayan temel, yaşamsal, akılcı ve yol gösteren unsurlar silsilesidir. Olur, gerçekler bilinmesin, görülmesin, algılanmasın, yorumlanmasın diye kendi kurdukları akıl, etik, adalet, denge dışı insani olmayan, insan özgürlüğünü ve mutluluğunu mihenk kabul etmeyen sistemler tarafından yasaklanır, sansürlenir, cezai müeyyidelerle korku iklimi yaratılır.
..
"Bir adamı çalışmak için Doğu Almanya'dan Sibirya'ya göndermişler.
Adam mektuplarının sansür görevlilerince okunacağını biliyormuş, bu yüzden daha gitmeden dostlarına, "aramızda bir şifre belirleyelim. Benden aldığınız mektup sıradan mavi mürekkeple yazılmışsa doğrudur, kırmızı mürekkeple yazılmışsa yanlıştır." demiş.
Bir ay sonra dostları ondan ilk mektubu almışlar. Mektup mavi kalemle yazılıymış ve mektupta şöyle deniyormuş:
"Burada her şey harika, mağazalar tıka basa gıda maddesiyle dolu, sinemalarda güzel filmler var, daireler geniş ve lüks. Bulamayacağınız tek şey kırmızı mürekkep."
Şimdiye kadarki durumumuz bu şekilde değil mi? İstediğimiz bütün özgürlüklere sahibiz, tek eksiğimiz kırmızı mürekkep.
Kendimizi özgür hissediyoruz, çünkü özgür olmadığımızı ifade edecek dilden yoksunuz." Slavoj Zizek
..
Gerçekleri görüp anlamak ne kadar zor ise de ekseriyetle gerçekleri yaymak, doğru olanı, anlaşılması gereken cevheri konuşmak, yazmak, sanatsal ve kültürel mecranın ürünlerini aracı kılarak anlatmak çok daha zor ve eziyetlidir. Zor ve eziyetli olması doğanın bir sunumu değil gerçeklerden rahatsız olur zarar görecek, kendi saltanat ve emsalsiz yetkilerinden mahrum kalacak kişi ya da kişilerin, küçük bir zümrenin dayatmasıdır. Gerçeklerin görülmemesi için tüm çıplaklığı ile anlaşılıp algılanmaması için yasaklar ve kısıtlamalar, korku ve cezalandırma uygulamaları da ekseri yeterlilik sağlayamayacağından inanç sistemi, ezberler, öteki dünya ya dair sözler edilip cezalandırma ve mükâfatlandırmalar devreye sokulur. İnsan için gerçekte kendi gerçekleri ile yola çıkıp gerçekleri kendi aklı ile vicdanı ile kıstas olgusu ile anlayıp algılaması zor değildir. Zor olan, insanı değişken kılan, enerjisinde ki dalgalanmalar, mücadele gücünde ki zayıflık, kişiliğini oluşturan kural ve kavramların eğretiliğidir.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın