Yer sallanacak, deprem, zelzele olacak, su taşkınları, seller de olacak. Rüzgâr esecek, esmeli de, fırtına, tayfun, kasırga da olacak. Dünyanın ekseri tüm ülkelerinde de ülkemizde de bu türden afetler ilk değil, sürpriz değil, istisna değil, 2023 Türkiye’sinde can kaybı olmaması için minimum seviyede maddi hasarla geçiştiremiyorsak, sorun kendi gerçeğimizi bilmemek değil, sırtımızı dönmemiz. Akıl, ortak akıl, bilim, bilim insanları, dünyada olması mümkün tüm afet hallerini biliyor, öngörü yaparak bilgiler veriyor. Deprem afetinin her coğrafyada ki oluşumu da yansımaları da farklı farklı, ülkemizin deprem haritası çıkarılmış, bölge bölge, şehir şehir olası etkileri ve yıkım şekilleri belirgin.
..
“Yazarımız “Peyami Safa” 1939'da meydana gelen Büyük Erzincan Depreminin ardından 1 Ocak 1940'da şunları yazar:
“Zelzele geçti. Hele şu açıkta titreşen vatandaşları da bir çatı altına soksak, olur biter. Bu da geçer yahu!” demeyelim. Geçmez bu, geçmez.
Bir gün Adana’yı sel basar, başka bir gün Erzincan’ı zelzele yıkar, daha başka bir gün limansız Karadeniz kıyılarımız önünde vapurlar batar. Rüzgâra: “Esme!”, sulara: “Taşma!”, toprağa: “Sallanma!” diyemeyiz.
Memleket ve Anadolu davasını, eğitim veya ziraat, kültür veya ekonomi, sanat veya teknik, bütün maddi ve manevi unsurları arasındaki ilişkilerin tamamına ait prensiplerle halletmezsek rüzgâr eser, sular taşar, yer sarsılır ve bütün memleket ve bütün Anadolu, asırlardan beri olduğu gibi, yer yer yıkılır, Erzincan harabesine döner.”
..
Değerli kalem sahibi “Peyami Safa” 1940 yılında yazmış. 1940 yılından sonra irili ufaklı ne çok afetler yaşandı, yaşadık da, berbat olan halen, 2023 yılı dünya ve ülkem bilimi ve teknolojisi çokça yol almış olmasıyla birlikte hep büyük acı ve hüsranla geride bırakıp bir sonraki afet için yaşam şartlarını oluşturamıyoruz! 99 Depremi ve kayıplarımız, çektiğimiz acılar hafızalarımızdan silinmemişken geldik 2023 yılına Kahramanmaraş'ta gerçekleşen ve etkilerinin Malatya, Sivas, Elazığ, Osmaniye, Gaziantep, Adıyaman, Hatay, Kilis, Adana, Şanlıurfa ve Diyarbakır'ın da yaşadığı 7.7'lik ve 7.6'lık depremler yaşandı. Hiçbirimizin jeoloji ya da deprem konusunda uzman olması gerekmez, kıyaslama yaptığımızda aradan geçen 24 yıla rağmen depremin oluşumundaki kayıp ve zararlarımızın en azda kalması için gerekliliklerin yapılmadığını yaşadık gördük. Deprem sonrası göçük altında kalan canlarımızın kurtarılma faaliyetlerinde de hızlı ve başarılı refleks ve kurtarma çalışmalarında zamana karşı başarılı bir performans gösteremedik.
Depremin yaşattığı derin acıları atlamamışken 15 Mart 2023 tarihinde Adıyaman-Şanlıurfa illerimiz sel felaketini yaşadı. Türkiye'nin güneydoğusunda özellikle 2 şehirde etkili olan aşırı yağış sonucu meydana gelen sel ve su baskınları sonucu 14 can kaybımız var. Üzücü ve yüreklerimizi dağlayan hicap oluşturan tarafı can kaybı sayısının netleşememesi, yaralı ve kayıp durumda olan yurttaşlarımız zaman içerisinde netleşecek.
Önlem almak tedbirli olmak mümkün iken, öngörüden uzak, bilimsel gerçeklere sırtımızı dönerek, kendimizi avutmak adına manasız sözler ve söylemlerle bir arpa boyu yol kat edemeyiz, yazık, çok yazık.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın