Merhabalar Haber caddesi okurlarım, bayrama artık sayılı günler kaldı, aslında sizlere bayramda güzel bir yazı hazırlamak isterdim, ama benim yazı günüm bayram sonrasına denk geliyordu, bende durdum düşündüm, herkesten önce kutlayayım canım okurlarımın bayramlarını dedim.
Sizler ister Ramazan bayramı deyin, İsterseniz Şeker bayramı, ne farkeder ki, bayram bayramdır işte, günümüzde tatil, eskidendi o bayram kutlamaları, şimdilerde ise bayramda nereye gidelim diye tatil programları yapıyoruz…
Yine balkona çıktım, acı kahvemi yudumluyorum, anılara daldım, neydi eski günler bayram deyince hep o eski bayramlar, şehir kalabalığından uzak, köyümde çocukluğumuzun bayramları gelir akla. Büyüklerimiz ‘Nerede o eski bayramlar’ derdi, aslında değişen birşey olmadı, bugün biz de diyoruz ‘Nerede o eski bayramlar’!
Benim ’de derin bir ah çekip nerede o eski bayramlar dediğim oluyor eski bayramları hepimiz özlüyoruz değil mi? Öyle ki yaşadığımız bu zor günlerde eski bayramları daha çok özler olduk, biz bayramlarımızı nasıl geçirirdik neler yapardık. Tekrar o günlere geri dönmek, biraz hüzün biraz mutluluk yaşatacak olsa da eminim iyi gelecektir hatırlamak, eski bayramlar birlik ve beraberlik içinde geçerdi, herkes bayramda birlikte olmak için sabırsızlanır ona göre hazırlık yapılırdı. Şekerler alınır, tatlılar yapılır, bayramlıklar hazırlanırdı bayram sabahları erkenden kalkılır bayramlıklar giyilir büyüklerin elleri öpülür ve bayramlaşmaya gidilirdi. En güzel ve tatlı olanı da şeker toplamak olurdu.
Şimdiki bayramlar gibi tatil planları yapılmazdı aile büyükleri ziyaret edilirdi mutlaka Anneneler, Babaanneler Dedeler ziyaret edilirdi şimdilerde ise gelişen dünya ile bizlerde gelişip değiştik ve bu değerlerimiz maalesef unuttuk..
Hatırlarsınız değilim bayram sofrası denince akla önce bayram kahvaltıları geliyor açılan börekler, baklavalar, sarılan dolmalar, tüm kırgınlıkların ve küslüklerin unutularak, bayramın getirdiği neşe ve heyecanla oturulan bayram kahvaltılarının tadı bir başkadır bayram namazı nedeniyle erkenden başlayan kahvaltılar huzurlu ve neşeli sohbetler içinde geçer. Gün içinde gelen misafirler tatlılar ikramlıklarla ağırlanırdı uzaktan gelen misafirlere mutlaka tekrar dan sofra kurulur birazcık da ısrar edilir ve sofraya oturulurdu.
Ve bayram sabahları erkenden kalkılır ütülenmiş yeni kıyafetler giyilirdi ailede babanın, abinin bayram namazından gelmesi ile bayramlaşma başlardı arkasından hep birlikte kahvaltı yapılır hemen sokağa koşardık. Çünkü biliyoruz ki mendiller içinde hazırlanmış lokum ve şekerler bizi bekliyordu. Kapı kapı dolaşıp bayramlaşır ve lokum veya şekerlerimizi alırdık. O heyecanla kapılara vurmamız zilleri basmamız hiç unutulamayacak bir mutluluktu, sonrasında bir köşede oturup yerdik bir güzel lokum ve şekerleri tabi, o zamanlar bu kadar abur cubur yoktu bizim abur cuburumuz kaymaklı dondurma ve topladığımız şekerlerimizdi mahalleye gelen renkli macun tezgâhları, kâğıt helvacılar ve zincirli dönme dolap bunlardı bizim bayramımız, eğlenmek için akıllı telefonlar yoktu, tabletler yoktu, bilgisayar oyunları yoktu ama sokaklar eğlenceli ve kocaman olduğu için ve tabi ‘’tehlikesiz’ ’istediğin kadar koş, futbol maçı yap, yakan top oyna, saklambaç oyna, uzun eşek oyna, seksek oyna, ip atla gün sonunda evine huzurla dön evine böyle geçerdi bayramlarımız, geldi şimdi derin bir ah çekme gelde özlem duyma…
O günler postacıyı heyecanla beklediğimiz günlerdi postacı evlerimize, bayrama veya yılbaşına yakın günlerde cadde boyu sıralanmış kartpostal satanları gezerdik. Tüm sevdiklerimize, onların hoşlarına gidecek kartları tahmin etmeye çalışır ve kartları büyük bir titizlilikle tek tek seçerdik. uzaktaki akrabalarımıza, dostlarımıza gönderdiğimiz o günün anlam ve önemini içeren tebrik kartları idi. Şimdilerde artık teknolojinin gelişmesiyle yerini cep telefonu smslerine bırakıp arkasına bile bakmadan gitti. Bayramların bile bu yüzden, o eski tadı vermediğini görerek üzülüyorum. Halbuki eskiden bayramlar, içinde bulunduğumuz dini, kültürü, saygıyı simgelerken, ne yazık ki artık tatillerden ibaret olup çıktı.
Bizim kültürümüzde kolonya, misafir ağırlarken olmazsa olmaz bir ikramıdır. Hele ki o bakkallardan pompalı damacanalardan şişelerimize doldurduğumuz limon kolonyası, inanırmısınız hala o keskin kokusu burnumda, herkesin evinde ayrı güzellikte şıklıkta kolonya şişeleri olurdu ve her bayram arifesinde mutlaka mahallede bulunan mahalle bakkallarında doldurulur ikram etmek için şekerin yanını da yerini alırdı.
İşte ben geçmişe dalmış sizlerin anılarınızı tazelemeye çalışırken acı acı kapının zili çalındı, koştum baktım ki ramazan davulducusu bahşiş istiyor… eee Ramazan boyuncu bizi hergün sahura kaldırdı ya, sanki çalar saatlerimiz yokmuş gibi… Neyse
Ve ben bayramınızı şimdiden kutlayayım dedim, sevdiklerinizin yanında nice bayramlara canım okurlarım, bu haftalıkta bu kadar haftaya başka bir konuda buluşmak üzere kalın sağlacakla
SEÇİL ESKİOĞLU
GAZETECİ - YAZAR
Yorum Yazın