Çayımı içiyorum, bu hafta ne yazayım diye internette tur atarken, ani bir şok!
Yazımın konusu “FİKİR HIRSIZLIĞI” bu nereden çıktı derseniz, bildiğiniz üzere Haber Caddesinde yazıyorum.
Aaaaa inanamıyordum, kendini hep ağırdan satan, sanırsın ki bulunmaz Hint kumaşı, sanal gazeteci bir bayan , çalıştığı internet sitesinde haftalık köşesini yazmış.
Minicik aklı, düz beyni ile kendince yazısında dürüstlüğü, güvenirliği işliyor… Haber Caddesin’de yayımlanan yazılarımdan kokteyl yapmış başka bir sitede altına imzasını atarak paylaşmış… Dürüstlükten bahsedip, yaptığı şey açık ve net fikir hırsızlığıdır, bu cürete de şapka çıkartılır hani.
Günümüzde çok karşılaşmaktayız, karakteristik özelliğim olarak bir insanda en sevmediğim şeydir. Fikri yoktur, belirli bir kültür ve birikime sahip değildir, fakat her konuda ahkam kesmeye bayılır. Cümle içinde değişik terimler kullanıp aklınca çok entellektüel bir profil çizer kendine. Oysa ki gelelim madalyonun diğer yüzüne !
Kafa boş olduğu için araştırıp bulmak, yeni fikirler katmak zor geldiğinden hazır olanı, bulunmuş, yazılmış, emek verilmiş cümleleri hooopp kopyalar kendi yazmış gibi altına imzasını atar. Bunda da bir beis görmez, ona göre çok normaldir. Alışkındır hırsızlığa. Hatta birgün arkadaşımla sohbet ederken o bahsetmişti.
Ulusal gazetelerde yayımlanan bulmacalarının Anadolu da çıkan yerel gazetelerde kopyalanıp yayınlandığını görmüş,
“Hangi biriyle uğraşayım Esra” dedi.
“Mahkemeye versen aylar sürüyor, sonuç sıfır, telefon açıyorum, sizi şikayet edeceğim diyorum, senin imzanı atmıyoruz elinden geleni ardına koyma diye bana hakaret ediyorlar “ diyor.
Benzeri benim başıma gelince inanın çok sinirlendim, arkadaşıma yerden göğe kadar hak verdim… Her taraf Fikir Hırsızları ile dolmuş.
Nefret ettiğim hatta telaffuzunda en zorlandığım kelime "plagiarism" dir.
Biliyorum çoklarınız bu kelimeyi ilk defa duyuyorsunuz, inanın bence de söylenmesi bile zor bir kelime...Türkçe anlamı "intihal"(TDK: aşırma) TDK. Sözlüğünde “Bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisi aitmiş gibi kullanması. İntihal bir tür sahtekarlık ve hırsızlıktır” diye geçer.
Aslında çoklarımızı bu fikir hırsızlığına iten nedenlerin başında Sosyal Medya geliyor “Kopyala, yapıştır” İngilizce bilinen adı ile “COPY PASTE” basit değil mi? Sosyal medyada çok karşılaşırız.
Ünlü bir şair yada yazarımızın söz yada şiirlerini alırlar, kaynak göstermeden sayfasında sanki kendi yazısıymış gibi paylaşırlar, kaynağını bilmeyen sosyal medya müdavimleri “Vay be ne güzel yazmış “ diye gıpta eder, hatta arka fona “MFÖ nın Sen Neymişsin Be Abi” şarkısını eklediler mi süper olur.
Ama onu yazan kişi ile karşılıklı oturup bir kahve içsen o sanalda edebiyat parçalayan klavye kahramanının gerçekte dut yemiş bülbül gibi sustuğunu görürsün, çünkü görüntüsünden başka bir özelliği yoktur, tek bildiği (Copy - Paste)
Eskiden böylemiydi? Ben lisedeyken yazdığımız her şey kontrol edilirdi, kompozisyonlar bile...Cezası ise... güm!!! Koskoca bir sıfır ! Şimdilerde yok öyle birşey.
Ateşli silahlar icat olduğunda Köroğlu demiş ya “Delikli demir çıktı mertlik bozuldu” diye işte öyle birşey diyelim.
Ne diyeyim o fikir hırsızı belki bu yazımı okurda utanması varsa utanır, ben yine de bardağa dolu yüzünden bakmak istiyorum “Demek ki yazılarımda çok başarılıyım, kıskanılıyorum o yüzden taklit ediliyorum”
Yazılarıma gösterdiğiniz ilgiye, yaptığınız yorumlara çok teşekkür ediyorum.
Başka bir yazıda buluşmak üzere Hoşçakalın, Hoş kalın
ESRA SONGÜLER
HABER CADDESİ EDİTÖRÜ
Yorum Yazın