Ekseriyetle yaptığımız hatadır, stresli ve gergin geçirdiğimiz anlara, günlere dair saçma salak teşhisleri kendimiz koyup tedaviyi de yine yanlış yöntemlerde aramak. İnsanız maden sevinmek, coşmak, enerji dolu, mutluluk içinde yaşamak da bizlik, hüzünlü, üzgün, gergin, karamsar olmak da, sorun sürekliliğin de, özellikle negatifliklerin.
Yahudi nörolog ve psikiyatr “Viktor Emil Frankl” bir izahatta, tavsiye de, öneri de bulunmuş ki, tek geçerim. "Ruhsal sıkıntıların kaynağın da anlamsız insanlarla anlamlı ilişkiler yaşama isteği ve çabası yatar." Sanırım ki ekseriyetle hemfikiriz ya da sadece ben böyle düşünüyorum. Tanıştık ve kaynaştık ve kısa sürede farkına vardık, anladık ve algıladık, konuşmaları, yaklaşımları, tavrı, tarzı ile kendisini ele verdi, anlamsız bir insan olduğu kanaatine vardık. Tam da sorun bu noktadan itibaren başlıyor, anlamsız olduğuna dair kanaat edinmemize rağmen “anlamlı ilişkiler kurup yaşatma, sürdürme çabasına girip ısrarla, sabırla devam ettiriyoruz. Bu çaba, bu ısrar, bu inat, başında farkında olmamıza rağmen, bizi nereye götürüyor, neyle, nelerle tanıştırıyor? Gerginlikle, aksi bir simaya sahip olmakla, geçimsiz bir insan olmakla, stres ve yeni tanışacağımız, ilk defa ismini öğreneceğimiz ruhsal hastalıklarla tanışmış oluyoruz. Bu tanışma, bu davet kimin sayesinde, bizzat kendimizin ve farkındalık içinde olmamıza rağmen. Sabır ve tutarlı olmak her insan evladının sahip olması gereken karakteristik kazanımlardır elbette, iyi de, ısrar ve inat niye? Sıklıkla kullanılan bir söz dizisi, alıştığımız dillere pelesenk olan bir söz “yıldızlarımız barışmadı”. Biraz açalım bu sözü, meselelere aynı pencereden bakmıyor bakamıyoruz, yaklaşım şekillerimiz de değerlendirme şekillerimiz de tezat, farklı, aykırı, böyle bir gerçeklik olmakla birlikte ılımlı değil, çözümün bir parçası olmaya aday değil, naif değil, zarif değil.
Evet, akademik bir titr sahibi değilim, kabul, yaşadıklarımız, deneyim ve sonuçları, yansıma ve sonuçları üzerine analiz sentez çalışmasını yapmama engel bir durum mu? Hayır, Anadolu da sıkça söylenir vücut sağlığı içinde ruhsal sağlık içinde “kendi doktorun kendin olacaksın. Elbette reddediyorum, bilimden, tıp biliminden yanayım, tarafım, her sorun ve hastalıklarımızda çözüm merci tıp doktorları, bilimdir. Bilime kendi berbat ettiğimiz, karmakarışık hale getirdiğimiz sorunlar yumağı ile gidip mucize bir çözüm beklemek, iyileşme ve mutlu sonu istemek ne kadar doğru, düşünelim mi?
Mir Murat Demir
Yorum Yazın