İnsan nufusu artıyor, kilometrekareye düşen insan sayısın da artış var ve devam etmekte. Gelişmiş ve gelişme gayreti gösteren ülkeler bu farkındalık için de nufus artışını kontrollerine almış durumdalar. Ülkemizi gelişmekte olan ülkeler durumun da sınıflandırsakta, tavsiye ve dayatmalar farklı gibi.
İnsanın dünya nimetlerinin, hayat sunumlarının tümünden faydalanma şansı olsa dahi büyük bir çoğunluğun ortak fikri ‘’evlat sevgisi’’. Farklı bir savım yok, çoğalmak dengeli olursa harika bir tercih. Bilimin önemli yollar alması, teknolojide ki gelişmeler önemli ve sevindirici. Her gelişmeyi yaşarken doğamızı kaybetme yolun da da korkutucu yol almaktayız. Geliştiğini kabul ettiğimiz ülkeler mahvettikleri doğayı geri kazanmak için mücadeleler verirken, gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkeler, doğayı korumak adına kesin tedbirlerden uzak bir yaşam devam ettirmekteler.
Teknoloji gelişimleri hayatımızın bir çok alanına ürünleriyle yer almakta, piyasaya sunumu sonrası alım gücü düşük olanlar dahi bir çok teknolojik cihaz ya da alete ulaşabilmektedir. Bu üretimde ki gelişme ve maliyet hesaplarına bağlı olarak insanın lehine bir durum oluşturmaktadır. Bu sevinci yaşarken geri kazanımı mümkün olmayan doğamızı katletme halimiz sürmektedir. Uzman olmayanların dahi doğal şekillenmenin aleyhimize bir seyir de olduğu farkındalığı vardır. Günümüzde kolay ve bedavaya yakın şartlar da kullandığımız, hava, su, toprak ciddi zararlar görür ise, şu an yaşayanlar için söyleyemesekte, bizden sonraki kuşağı ciddi risk altına sokmuş oluruz.
‘’Akira Kurosava’’nın Yume (Rüyalar 1990) filminden alınan bu doğru tespiti aynı şekliyle aktarmayı doğru buluyorum.Umarım tüm yanlış ve hatalarımızla geldiğimiz günümüzde, yanlış uygulamalarımıza hızla son veririz, iş işten geçmeden…
<<İnsanlar bugün gerçekten sadece doğanın bir parçası olduklarını unutmuş. Yine de, hayatlarımızın kendisine bağlı olduğu doğayı tahrip etmeye devam ediyorlar. Her zaman daha iyisini yapabileceklerini düşünüyorlar. Özellikle bilim adamları. Zeki olabilirler, fakat çoğunluğu doğanın kalbinden anlamıyor. Sadece eninde sonunda insanları mutsuz eden şeyleri icat ediyorlar. Yine de, icatlarıyla çok gurur duyuyorlar. Daha kötüsü, çoğunluk da katılıyor onlara. Birer mucize gibi görüyorlar o icatları. Onlara tapıyorlar. Farkında değiller, ama doğayı kaybediyorlar. Sonunda perişan olacaklarını görmüyorlar. Oysa, insanlar için en önemli şeyler temiz hava ve temiz sudur.>>
Mir Murat Demir
Yorum Yazın