Yazıya gözün ilişti ise, bir söylemde, sohbette duydu isen, iste ya da isteme beynin otomatikman şu soruları üretir; Neyin? Nelerin? Niye? Kimin? Hangilerinin? Hangi zaman diliminde?.. Beynimizin ürettiği soruların hepsi bu kar mı? Değil tabi ki, benim ki bir öngörü, varsayım. Konu ile ilgili ligimiz ne kadar, olaya ne kadar müdahiliz? Soruların açısı da sayısı da artacaktır. Beyinlerimizin olduğumuz yaş, yaşadığımız iklim, deneyimlerimiz, eğitim ve eğilimlerimize ilişkin bir çalışma hali vardır ki, genelde düşünme çabamızdan önce başlar sorular üretmeye ve cevaplarını aramaya. Beynimiz bir saniyenin çok altında bir sürede kendi içeriğinde olanları çek eder, cevabı olmayanlar için sorular üretir. Sorularla baş başa kalışımızdan sonrası karakter ve kişiliğimizle alakalı, atak, panik, sorgulayıcı bir tutum içine girmemiz de, ertelememiz de, çöp kutusuna gönderip, bana ne, benimle alakasız dememizde, kendi işletim sistemimizle, arz talep alışkanlıklarımızla alakalı.
Dünyamız da, ülkemiz de, mahalle, sokak, hanemiz de neler oluyor? Bu kadar olup biten, seyreden olaylar karşısın da ne yapıyoruz? Ne kadarına etkeniz ya da etkili olabilmek için kendimizi sorumlu hissediyoruz? Düşünmelerimiz içinde boğulmamak adına “muamma” deyip kenara çekilmemiz de ihtimal, ben bireyim, ne yapabilirim diye düşünmemizde.
Koca bir evren, sonsuzlukta bir gezegen, dünyamız ve hayatımızı devam ettirdiğimiz şehir, kasaba, mahalle, sokak, evimiz, hanemiz. Bizimle birlikte yaşama dâhil milyarlarca insan, yüz milyarlarca canlı, katrilyondan misli misli fazla cisimler.
İnsan her şeyden pay sahibi ve sorumluluk hissine kaimdir. Bana ne ya da ben etkili olamam, benim dışımda bir mesele gibi yaklaşımlar, kendimizi yine kendimiz için ürettiğimiz teskin ve bahanelerdir. Ütopik düşünme halimi az yontsam dahi, bir insanın dünyamızda ki tüm olup bitene etkili ve etken olacağı kanaatindeyim.
Böylesi uçsuz bucaksız bir düşünme yetisinde olup da pozitif yaklaşımlarla etkili olabilir miyiz? Düşünmekten ve denemekten vazgeçtiğimiz an halka kopar. Dünya çok kirli ise ayak önümüzde ki bir çöpü toplanan çöpler içine yerleştirmek dahi mücadeleden kaçmadan, mücadelenin içinde yer almak, olma halidir. Yanlış yazılan ve yanlış telaffuz edilen bir kelimeyi düzeltmek, doğru şeklini söylemek ve bildirmek, doğru ifadenin oluşması adına gösterilen gayretin bir adımıdır. Mikro seviyede ki örneklerimi hayatımızın tüm süreç ve katmanlarına serpiştirdiğimizde, insanın tek başına dahi ne büyük etkili, etken olduğumuzun ispatı olsa gerek.
İnandıklarımızdan, kimliklerimizden, kariyer, kazanç, birikim, salahiyet, fiziksel farklılıklarımız, yetenek ve beceri üstünlüklerimiz hiç dile getirilmese dahi, farkında olmak, farkında olabilme gayretimiz, insan kimliğimizin tek ve ilk vazgeçilmezi olsa gerek.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın