Doğrudur, dünyaya gözlerini açtıktan sonra çevrende ki üç beş kişinin öğretilerine göre büyüdün. Doğalıda budur, hepimiz, her birimiz bilindik bu aşamaları yaşadık, yaşadıktan sonra, aklımızı kullanmaya başlamaya geldiğinde sıra, gördük ki doğru diye öğrendiklerimizin bazısı yanlış, yanlış diye öğrendiklerimizin bazısı doğruymuş. İnsan böyledir, akıl sahibi olması nasıl diğer canlılara göre bir üstünlük bir imtiyaz ise sorgulamak da en önemli kazanımı, insan olma farklılığıdır.
Öğretilen ya da ezber ettiğin şekilde yaşıyorsan bir tuhaflık yok ama eksiklik var, halen aklını hayata katmamış, sorgulamaya başlamamış tekdüze rutinde devam ediyorsun hayatına. Anlatıldığı ve gösterildiği şekilde doğru taklitle devam ediyorsan, anlatılan ve gösterilen şekli hiç sorgulamayıp test etmiyorsan, akıl ve bilinç, mantık süzgecinden geçirmiyorsan, cidden büyük eksiklik ve hatalar içerisindesin. Gösterilenleri doğru yapmak yerine gösterilenlerin de doğru olup olmadığını, gerekli olup olmadığını, faydalı olup olmadığını, faydalı ise de yerini ve öncelik sırasını kendin belirleyeceksin. Ezberlerden kurtulma, taklitçilikten vazgeçme, kendine özgü yalın ama başarılı bir hayat yaşayabilme seviyesi budur.
Emek verdiğin, enerji tükettiğin işi gösterildiği şekilde doğru yapmak ilk etapta bir başarı gibi görünse de, işin kendisini sorgulamak, daha iyi daha faydalı daha ergonomik daha randımanlı daha verimli ve yüksek performansla yapmak kendi katılımınla mümkündür. Hepsini gözden geçirip enerji tüketmeden işin kendisini sorgulaman ve süreç tespiti en önemli başlangıç hamlendir. Hepimizin ezberinde olan göle maya çalıp ya tutarsa mantığı yoktur, böyle bir mantık, yaklaşım şekli 21.yy dünyasında geçerlilik arz etmez. Aklını, mantığını, bilinç seviyeni kullanacaksın elbette ama bilim, sanat, kültür dünyasında gelinen seviyeyi bilerek, tüm ezberlere sırtını dönerek yapacaksın.
Emek dedik, enerji dedik de, çok daha önemlisi zaman, boşa geçen süredir. İnsan için ömür diye tanımlanan, öngörüler olsa da net ve kesin süresi bilinmeyen yaşama dâhil olma zamanı geniş ölçekte belirgindir. Türkiye’m, ülkem için yeni bir açıklama yoksa bilim kurullarından, erkekler için 73, kadınlar için 75 yıl olarak belirtilmiş, öngörü, bilimsel ve istatistiki bir tahmin olarak ortaya konulmuştu.
Yaşarken yapacakların, yaşarken izleyeceğin yol ve yöntemler kendinden öncekileri taklit edip ezberlerle yaşamak değil, yapacaklarını ve yol ve yöntemleri de irdelemek, sorgulamak, daha kolay, barıştan yana, etik, ergonomik, insani, doğaya saygılı ve katılımcı, paylaşımcı zihniyette olanı aramak, bulmaktır. İnsan olmak böylesi alengerli, böylesi karışık mı diye düşündüysen, ezberlerden sıyrılmanı hatırlatıyor beynin. Yeme, içme, uyuma, üreme gibi tekdüze alışkanlıkları insan dışındaki optimum milyon tane farklı canlı çeşidi de yapmaktadır. İnsansın, insan olmanın farklılığını ve akıllı olmanın üstünlüğünü, dünya ya ve insanlığa, yaşama daha güzel ve imrenilecek kazanımları sunmanla mümkün olacaktır, ezber edip ezberleri tekrarlamanla değil.
Oku, gözlem yap, her okuduğunu da her gözlem yapıp gördüklerini de sorgula, öncesinde okuyup gözlem yaptıklarınla kıyasla, harmanla, irdeleme becerini yükselt, yükselt ki, hamam tasını kurnada ki suya attığında suyun üzerinde durmasından bir yeni fikir, buluş üretip çığır açabilecek becerilere sahip olabilesin. Tarih boyunca talih ya da rastlantı diye ezber ettiklerimizin tümünde, öncesinde dimağda oluşturulan derin bilgi birikimlerinin de varlığından haberdar olabilesin. Etkili, etken farklılıklarını bildiğin zaman üzerinde çokça durulmayacak talih ve şans faktörünün bilimsel dünyada bir karşılığı olmadığını, yok sayılacak, görmezden gelinecekler kategorisinde değerlendirildiğini de yaşayarak öğreneceksin, ezberlerden kurtulma ilk adımın için harika bir seçim, tercihin olacaktır.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın