Yakın zamanlara kadar tüm ülke insanının evin de,büyükler var olurdu.Yaşam şekilleri,hane üyelerin de az farklılıklar olsa da halen anadolu da bir çok ev de bu gelenek devam etmektedir.Anne,baba gibi,büyükanne,büyükbabalara,haladan,teyzeye,amcadan,dayıya yer olur,değer verilirdi,bir başına yaşamlara terk edilmezdi.Yıllar geçti,
yeni yaşam şartları,şehirsel hayata uyum sağlama çabaları bir çok uygulamalarımızı hatıralarımız da bıraktı.Anne babasını huzur evlerine götüren her bireyi ön yargılarla suçlama gibi bir lükse sahip değiliz.Hayatın bize sunduklarını,yaşamlarımızın akış biçimini de iyi irdelemek gerek.Ne çok insan vardır ki,sayısı çift haneli üyelere ulaşan bir yuva da,büyükleriyle yaşamak ister,arzu eder.
Aile için de büyüklerin olması,sadece tecrübelerinden faydalanmanın çok ötesinde,her branş da doktora sahip olma durumudur.Doğrumu,o ayrı,her çözümsel yaklaşımları doğru sonuca ulaşmasa da ilk yardım,
terapi,manevi direnç oluşturmaktı.Seviye kazanmış,ilime ve tıp bilimine inanan biri için çözüm noktası değil,geçiş müessesesi idi.Sinir,stres daha az yaşanmakta,her sorun için mutlak bir ya da birkaç yol sunulmakta idi.Asırlar öncesi gibi yazdıklarımı halen evin de,yuvasın da yaşayanlar,yaşatanlar var ki,ne mutlu sizlere.
Aynısını ya da benzerlerini,diyalog hallerimizi hatırlayalım mı,ne dersiniz;
- Başım ağrıyo yav…
-- Saçın ıslak ıslak çıktın ondan.
- Başım dönüyo…
-- E bi şey yemiyorsun, açlıktan
Eczacıydı aynı zamanda…
- Gözüm morardı.
-- Gel, patates basayım.
- Kepeklerim çoğaldı.
-- Otur, zeytinyağı süreyim.
- Arpacık çıktı galiba.
-- Yum, sarımsak değdireyim.
Hemşireydi…
- Öfff, terledim be.
-- Dur, sırtına havlu sokayım.
Röntgen mütehassısıydı…
- Öhh-höööaa!
-- İçme şu zıkkımı.
Bebekken, anestezi uzmanıydı…
- Dandini dandini dastaaana.
Ürologdu…
- Çişin niye sarı bakiiim?
Fizyoterapistti…
- Dizim ağrıyor.
-- Benim de belim ağrıyor, geçer.
Diyetisyendi…
-- Mis gibi türlü yaptım, sakın sokakta burger filan yiyip gelme, kola da içme!
Cildiyeciydi…
- Sırtımda sivilce çıktı.
-- Çikolata yeme.
Laboranttı…
- Burnum akıyor.
-- Ben şimdi sana bi ada çayı kaynatayım, rezene, bal, limon,
tarçınla zencefili de ılık ılık iç, uyu, uyan, sabaha bi şeyin kalmaz.
Psikiyatrdı…
-- Nen var oğlum?
- Bi şeyim yok.
-- Var var, canın sıkkın.
- Yav bırak, iyiyim.
-- Yok yok, bilirim ben.
- Anne delirtme insanı!
-- Bak gördün mü?
- Neyi gördüm mü?
-- Sinirlerin bozuk senin.
Genetikçiydi…
-- Babana çektin sen, o da sinirli, bütün kötü huylarını ondan almışın zaten.
Hastasıydım…
Hastaydım ona.
İyi bakın onlara
Çok,çok ça sevin…
..
Reaile de yaşıyor olun,ya da tebessümlerinizle hatırlayın,güzel diyaloglar ve harika çözümlerin mimarlarıydı büyüklerimiz..
Mir Murat Demir
Yorum Yazın