Birden oturduğum yerden ellerimi iki yana basarak hızlıca kalkıp mutfağa yöneldim. Açtım buzdolabının kapısını pet şişedeki suyu içtim.Yüzümde o anlamsız, düşünceli biraz üzgün gülümseme.Tüh ya dedim içimden. Defalarca kendi kazdığım kuyuya düşmem son bulsun ümidiyle. Acı kahkaha sesimi içerden duyan ailem bile ne oldu sormadı bu kez. Karşımdaki insan rahat etsin diye kendimden vermiş, yorulmuş, maddi manevi destek vermiş sonuçta hastayken bile nasılsın dememişti o insanlar. Saflıkla ( ki bu biraz zeka çalıştırmaya giriyor) iyilik arasındaki çizgiyi iyi ayarlamalı dedim kendi kendime.
Birden aklımda beliren Albert Einstein 'ın o sözü beni kendime getirdi. İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar .İyi insanlar ve kötü insanlar. Ortası yokmuş .Yaşananlar ögretti bana. Tabi kötülüğün sınırları , mertebeleride vardır. Yalnız kapasiteleri olsa bu ömrünü yiyenler, hep bana diyenler oralara kadar ulaşırlar mı bilemem. En çok kendime diyorum.
TATLI DİLE ALDANMA
BİR BAKIŞA HİÇ KANMA
SEVİYORMUŞ İNANMA
AYNASI İŞTİR KİŞİNİN
LAFA BAKILMAZ
Durur muyum ben tabi ki durmadım. Hemen kötülük ne demek araştırdım. Kişiden kişiye değişsede, karşındakine bilinçli zarar vermekmiş. Bence en büyük kötülük ona umut verip, yorup, menfaat sağlayıp sonra hiçbirşey yokmuş gibi davranmaktır.Pire için yorgan yakmıyorum gerçekten. Siz değerli dostlarla bu konuda konuşma isteğim vardı.Ezber bozup yazımı dertleşmeye çevirdim.
Sönmüş bir yıldızdı taa uzaklarda. Yazdı , çizdi boşluğumdan yararlandı. El ele tutuşuruz dedim taşıdım etkinliklerime dahil ettim. Hiçbir karşılık yokken. Yoruldum, sordum , ettim iltifatlara boğdum o tonton halini bile. Ya ne oldu? En kötü günümde sırtını döndü gitti. Bazen kötülerin gerçek yüzünü hemen görmek size kar sağlar. Böyle kaç kez yaşadım. Kendimi korumaya and içtim.
Kimse kendini ispatlamadan elimden su içemez artık. Anlayamam görmem lazım.
ÇOK İYİYİM, ÇOK SEVİNÇLİYİM
GAZETECİ YAZARINIZ SELHAN ÖZDEMİR
Yorum Yazın