Son günlerde düşündüm. Hırsız olsam ne çalardım diye. Buldum sonunda. Tabiki gönül hırsızı olurdum. Neden mi diyeceksiniz. Sevgili dost çevremde çok görüp duyduğum olaylar, bunun üzerine kurulu sanki. Şaştım kaldım. Sevilmek isteyen biriyimdir. Bu yüzden eşden, dosttan bende tattım bu durumu.
En somut örneğim de burnumun ucumda yaşanan en sonunda benimde şahit olduğum aşk hikayesi tadında hüsran günleri oldu. Olayın kahramanları arkadaşım hanımefendi ve onun sevgi dolu kocası pardon üçkağıtçı sözüm ona eşi. Toplumda yeri olan iş sahibi hanım seneler önce ilk eşini elim bir kazada kaybediyor. Büyük travma. Aşkları dillere destanken birde bebekleri varken terkediyor iyi koca hayatı. Aradan beş sene geçiyor. Bir iş yapmak amaçlı gittiği yerde bu gönül hırsızı, oranın sahibi gibi davranıp, baldudaklığını kullanıp, ikna ediyor gün ve gün sevdiğine kadını. Aslında borç gırtlağına kadar bu adamın. Al sana düğün hediyem dediği iş yeri, sonrası borç batağı çıkınca ödüyor mecburen kızcağız. Hep vaat, hep gelecek para var diye söylerken adam düğün kadından, iş açılıyor kadından , ev araba kadından. Oh ne ala. Valla evlerden uzak. Birde yetim bebek o süreçte dayak mı yemiyor, hakaret mi görmüyor neler neler. On sene kanıyor, bunlar olurken olmadığına o kadın. Kendi etmiş, kendi bulmuş dememeli. Duygusal boşluk anında anlamaz bazen insan. Süslü laflara, hareketlere inanır. Paylaşmak ister. Kötüleri iyi tanımalı. Şonucu ben seyrettim. Bir sürü maddi kayıp, gönül üzüntüsü, aldanmanın acısı son buldu hikaye. Şakamı mazur görün. Kalp temizse amaç sevmek sevilmekse, hayat yolunda el ele yürümekse gönül hırsızı olmaya talibim. Yoksa aman ha. Yalandan gönül çalmamdansa kör kuyulara düşmek tercihimdir. İyi düşün iyi olsun fikri çok gerilerde kaldı. Kendini koruma günü bugün. Temkinli ağır adımlarla hareket etmek, güvendiğin insanları dinlemek lazım. Onlar söylüyor, sen inanamıyorsun ve iş işten geçiyor.Ben sevgileri iyi kalbimle çalmak isterim herzaman.
SELHAN ÖZDEMİR
Yorum Yazın