Kalbinde sızı, elinde sazı türkü söylüyordu o adam. Belliydi, büyük bir aşktan darbe yemişti. Gözlerinin feri sönmüş, hasretin hançeri yüreğini dağlıyordu, bağlamasının her telini tıngırdattıkça. Ben ise aşk için üzülmeye iki dakika, iş için üzülmeye beş dakika veren biri olarak içine düştüğü duruma gereksiz gözüyle bakıp, türküsünü dinliyordum.
ÖMRÜMÜ YEDİN BENİM
EY ZALİMİN KIZI
GELECEĞİMİ ÖLDÜRDÜN
EY KALBİMDEKİ SIZI
YILLAR GEÇSE, ÖMRÜM BİTSE
ANMAYACAĞIM ADINI
HASRETİM MELODİLERDE
BAZEN BİR SAZIN TELİNDE
PENCEREMİN ÖNÜNDEKİ ÇİÇEKLERİN MANASINDA KALACAK
SENLE SEVMİŞTİM O MOR MENEKŞEYİ
AŞKIMIZIN SEMBOLÜ SAYMIŞTIM
KARŞI EVİN BAHÇESİNDEKİ TOMURCUK GÜLLERİ
ACIMASIZ KALBİNDE
SABUN KÖPÜĞÜ GİBİ
ERİYİP BİTTİĞİMİ GÖRÜNCE
YANINDAKİ O SERSERİYE LAYIKSIN
ANLADIM
ÜZÜNTÜM. SEVİNCİM OLDU...
Üzülmeye deymeyecek olay ne olursa olsun, lütfen kendinizi hırpalamayı sürdürmeyin. Her üzüntüye değeri kadar ömür biçmeli.
ALAVERE DALAVERE
Bir sanàtkar huysuz virjin tiplemesiyle Seyfi Dursunoğlu geçti bu dünyadan. Hayranlıkla anar, aldatılmışlıklarımı umursamaz, onun o güzel şarkısını söylerim. Güvenilir insanlarla yoluma devam ederim. Halk dilinde her işte aldatılma olursa 'alavere dalavere,, denir.
Mırıldanıyorum oturduğum yerden.' Dünya yuvarlaktır döner, sevda yalancıdır söner dalavere (dalavara derdi virjin). Birazdan şiir kitabımı kolumun altına alıp evime doğru yol alacağım. Sevgiyle kalın.
Gazeteci, yazar, şair
Selhan Özdemir
Yorum Yazın