Ben sabah sohbetlerini çok severim. Yalnızsam çayımı karıştırırken, midemi bastırmak için bir atıştırmalık arar gözüm. Birisi ve birileri varsa yanımda kahvaltı bahane konuşmak şahane derim. Genelde tercihim o halka atıştırmalıktır. Bilmece gibi konuşmayacağım.
Sarayları açılan, fırından gevrek gevrek çıkan, ada vapurlarında programların ikramı olan simit. Üç tekerlekli camekànlı arabayı iterken köşeden geçen amcanın tezgahındaki Bazen kafasına silindir havlu koyup, sopasının üzerine dizip trafik sıkışıklığında sunulan.
Benim için karşılıklı konuşmaların en güzel ikramıdır. Şıngır mırgır tavşan kanı çayımı karıştırırken gelen simit. Onun yanında peynir. Doydum gitti. Nostaljinin ta kendisi. Yeşilçam filmlerinin bile vazgeçilmezi
Bir köşeye oturup dostla bilgi alışverişi şahidi gibidir.
SABAHIN İLK IŞIKLARIYLA
AYDINLANDI GÖNLÜM
SEVGİ DOLU YÜREĞİM
YİNE SENİ DÜŞÜNMEYİ SEÇTİ
YOKTUN YANIMDA İLELEBET ZALİM
TAVŞAN KANI ÇAYIM YANINDA BİR SİMİDİM
ŞINGIR MINGIR KARIŞTIRIRKEN,
ARKADAŞ, SIRDAŞ OLDULAR BANA
ANLADIM ÖZLEM BİLE BİR YERE KADAR
SENİ SEVENİ SEVECEK, DÜŞÜNENİ DÜŞÜNECEK
GİTMİŞİ TOPRAKLARA GÖMECEKTİM ZİHNİMDE.
Çayımı yudumladım. Kararımı vermenin mutluluğuyla, bir ısırık aldığım simidimle pencereden gördüğüm güllere selam verdim. Her yeni gün bir başlangıçtır.
Selam olsun sizlere
Selhan Özdemir
Yorum Yazın