Tıp fakültesini bitiren her birey doktor olur, isterse başarılı ise ihtisas yapar uzman olur, seçer branşını daha ayrıntılı ve bilgiyle birikimle sağlığımız için çalışmalarına devam eder. Doktorluk yeterliliğine ulaşmış her fert yine kendi azmi ve çabalarıyla akademik kariyerine de devam eder. Asistanlıktan doçentliğe, profesörlüğe kadar yol alır, istek ve azmi, enerjisi ile devam eder yoluna. Akademi dünyamıza yeni yeni doktorların öğretim alması için çaba gösterir, üniversitelerimizin ilgili birimlerinde görev yapar sorumluluklar alır. Buluşlar yapar, tespitler yapar, yol uzun, yol meşakkatli, ne kadar isterse o kadar çabalar ve yürür, insanımızın sağlığının iyi olması adına toplum olarak daha sağlıklı ve mutlu yaşamamız için çaba gösterir, çalışır uğraş verir. Doktorluk, sağlık konusu çok farklı, yüksek ehemmiyet gerektiren bir meslektir. İşine vakıf olmayan, eksik ve yetersiz bir doktor tehlikeli ve her yaklaşımı telafisi imkânsız, geri dönüşü mümkün olmayan bedeller ödetir insanımıza ve halkımıza.
Doktorluk ehliyetine, diplomasına sahipse insanımız, kendi istek ve arzusuyla politik yaşama da girebilir. İsterse ya da istenirse devletimizin yönetim kademelerinde görev alabilir. Ayrıntılara takılmadan, gerekli mevzuat dâhilinde yolu kat ederse milletvekili, bakan, cumhurbaşkanı da olabilir, beis yoktur.
Tersinden de bakalım, bir genel müdür, daire başkanı, milletvekili, bakan, cumhurbaşkanı, çokça bröve, ehliyet, diploma sahibi olsa dahi doktor olamaz, doktorluk yapamaz. Doktorluk insanımızın direkt canıyla, sağlığıyla alakalı bir mevki olduğundan yanlışlığı, hata yapmayı telafi edemez. Devletimizin ya da büyük kurumlarımızın en üst yönetim yerleri de elbette çok önemli ve hassas mevkilerdir. Bu mevkiler de önemli olduğundan kadrolar vardır, kurullar vardır, danışmanlar vardır, kadrolar içinde çözüm hali bulunamazsa danışma yapabileceği binlerce kurum ya da birey vardır.
Doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık çalışanlarımız isterlerse sahip oldukları uzmanlıkları dışında görevler alabilirler de, kendi uzmanlığı, deneyimi, öğretimi doktorluk olmayan doktorluk yapamaz. Yüzlerce yolcunun olduğu bir uçağı uçuran pilot isterse bir başka zaman diliminde bir uçağın yolcusu olabilir. Uçaktaki herhangi bir yolcu bilgi, birikim, yeterlilik sahibi değilse uçağa pilotluk yapamaz, uçağı kullanamaz, çokça film senaryolarında yer verilse de, öyle macera olsun diye yapılacak iş değildir, söz konusu insan hayatıdır.
Hepimizin başına gelmiştir yaşadıklarımız içinde, bir manav arkadaşımızın yerine on, on beş dakika bakmışızdır, vekâlet etmişizdir. Ne olur? En kötüsü birkaç müşteriye ederinin altında ya da üstünde meyve sebze satarız, zararı da atılan kazık da telafisi mümkün, geri dönüşü kolay hallerdir. Otomobil kullanmayı bilmeden taksicilik yapan bir arkadaşınızın yerine geçtiniz mi, makas kullanmayı bilmeden bir kuaför arkadaşınızın yerine, uzmanlık, bilgi ve deneyim gerektiren ve aynı zamanda telafisi imkân dışı olan hiçbir işe, uğraşa bakamazsınız, bakamayız. Doktorluk ki, direkt canımızla, sağlığımızla alakalı, yerine geçmek, vekâleten bakmak bir yana tıp ve sağlık konusunda ki laf çevirmelerden uzak durmak bir ketumluk sergilemek seviye ve erdemli bir haldir. Doktorlarımızın, sağlıkçı çalışanlarımızın moral ve motivasyonlarını artırmak manasında ki her yaklaşım ve tutum da bir erdemliliktir.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın