Ecdattan gelen öğretiler vardır ki milyonlarcasını hayatımıza katmış faydası ve katkısıyla kullanıyor, kullanmışızdır. Öğretilerin bazıları batıl, hurafe, uydurma ise zarar ve saçmalıklarını tespit edince vazgeçmiş, faydalı olanların, akıl ve bilime ters olmayanlara minnet ve dualarımızı gönderip ceddimize, özenmişizdir. O kadar çok uygulama halleri vardır ki, mesele ayrıntısını, açılımını, hikayesini bilmekte. Zeytin ağaçlarının sıklıkla olduğu zeytinlilerimiz ve burada bulunan az adette incir ağaçları. Bilmezdim ama bilimsel dayanağı ve izahatı okuyunca daha bir keyif alıyor insan.
..
Biliyor muydunuz? Zeytinlikte incir ağacı neden olurmuş öğrenelim... Zeytin ağacı ile incir ağaçları aynı dönemde meyve verir. Bu dönem zeytin sineğinin üremeye başladığı zamanlardır. Zeytin sineğinin, zeytin ağaçları ve zeytin meyvesine zarar vereceği dönemlerde, iyice olgunlaşan incir ağaçlarının meyveleri bal dökmeye başlar. İncirin balı, zeytin sineğine cazip gelir ve zeytin yerine incir meyvesini tercih eder. Zeytinliklerdeki incir ağaçları tıpkı bir paratoner gibi zeytin sineklerini üzerine çeker. İncir balını yiyen zeytin sinekleri bir süre sonra zehirlenerek ölür. Mübadele öncesinde Anadolu’nun Ege kıyılarında yaşayan Yunanlıların her zeytin tarlasına 3-4 adet incir ağacı dikmiş olmasının sebebi de budur. Oysa bizim özellikle yeni nesil zeytin üreticilerimizin birçoğu bu gerçeği bilmedikleri için, zeytin bahçelerindeki yüzlerce incir ağacını sinek topluyor diye kesmişler ve odun yapmışlardır.
..
Atalarımız bilgi ve görgüleriyle bu ve benzeri uygulamaları ile sağlığa zararlı, doğaya zararlı kimyasallardan, ilaçlardan uzak durmuşlardır. Muazzam ve harika bu uygulama ve ayrıntıları bilmek elbette çok güzel. Tarih akıp giderken bilmemiz gereken bu hikayelerin içine ne kadar aksi, ters, tezat, zararlı hikâye ve öğütlerin katılmış olmasıdır. Aklımıza danışıp bilimsel kurumlardan da destek alıp öylece karar vermek en doğru şekil. Teknolojinin gelişimi ve kolay ve rahat kullanım becerisin yaygınlaşması da sorgulama ve araştırma becerimize pozitif katkı sunmaktadır. Bizden sonra da hayatına devam edecek evlatlarımız ve nesillere karşı sorumluluğa sahip olduğumuz gibi, doğanın ağaçlarla donanmış olması, yeşilin çok olması pozitif bir bırakımdır. Olumlu hali görüp kendi egomuzu besleyelim, itirazım yok. Ağaçlarımızı dolayısıyla toprağı ilaçlara beleyip, kimyasallarla dengesini bozup verimsizliğine ve zararlı hale gelmesine katkımızı unutmayalım.
“Ne verirsen elinle, o da gelir seninle” diye atalardan kalma bir sözümüz vardır. Hayatımız da iç içe olduğumuz tüm alışkanlık ve uygulamalar bizden önceki nesillerin hayata adapte ettikleri değil mi? Zeytin ağacı ve incir ağacı örneğinden yola çıkıp hayatımızın tüm uygulamalarına ayna tutup tekrar sorgulayalım, ne çoklarından habersiziz, arayıp bulup hayatımıza alalım.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın