Güzelim ülkemiz her zaman depremler ve başka doğal afetler ile karşı karşıya.
Deprem sonrası travma çok derin bir şey, insanların kimliği, hayatın kesinlikleri, artık olmayan günlük rutinler, geleceğin getireceği belirsizlikler ile bağlantılıdır.
Deprem beklenmeden ve aniden olmakta, kontrol duygumuzu alt etmekte, potansiyel ölüm tehdidi algısı içermektedir. Duygusal ve fiziksel kayıplara yol açabilmektedir.
Deprem sonrası hızlı ve çözüm odaklı hareket edilmelidir.
Bu tür doğal afetlerin neden olduğu stres hormon dengesini bozabileceği için uyku sorunları, uzun vadeli yüksek tansiyon, kalp çarpıntısı ve bazen de kalp krizlerini tetikleyebilmektedir.
Yetişkinlerin ve çocukların yaşadığı stres ayrı değerlendirilmelidir.
Depremi yaşayanlar neler hissediyor?
Korku, dehşet, panik ataklar, şok, öfke, çaresizlik, suçluluk, duygu soğukluğu,
Korku genel olarak iki yönlü bir duygudur.
1. Uyum sayesinde kişinin elinden gelenin en iyisini yapmasını sağlar.
2. Kişiyi hassaslaştırır dolayısıyla varoluşunu kısıtlar.
Bazı mağdurlar depremden sonra dramatik durumlarına rağmen hayatta kaldıkları için pozitif duygular hissetmektedirler.
Deprem bir travmadır. Fakat duygusal reaksiyonların ağırlığını ve bunlardan kaynaklı yaşanan psikolojik sıkıntıyı etkileyen faktörler vardır:
- deprem bölgesine olan mesafe
- depremin büyüklüğü
- mağduriyet ve kontrol boyutu
- hissedilen tehlikenin boyutu
- sosyal ağın bozukluğu
- daha önce travma/lar veya duygusal sorunlar yaşamış olması
- maddi kayıplar
- kadın olması (bir çok araştırmalar daha çok kadınların travmatik olaylardan sonra posttravmatik stres bozukluğu veya farklı ruhsal bozukluklar veya hastalıklar geliştirdiklerini saptamaktadır)
- eğitim seviyesi
- sosyal desteğin eksikliği veya yokluğu
- taşınma.
Okul çağı çocukları küçük çocuklara nazaran daha yatkınlık gösterebilmektedirler. Özellikle ebeveynin davranışı, onların stres derecesi ve aile içi atmosfer çocukların posttravmatik reaksiyonlarını etkilemektedir.
Bu durumun önüne geçmek için mağdurlar duygularını adlandırmak, bunların davranışlarına ve ruhsal sağlıklarına etkilerini fark etmek ve kontrol etmek, afet öncesi duygu ve ruh haline kısa sürede dönmeleri önemlidir.
Posttravmatik stres bozukluğu nedir, belirtileri nelerdir?
Birden, beklenmedik bir anda olan bir olay karşısında kişi kendisini (hayati) tehlike altında, aşırı heyecan ile birlikte yoğun korku, çaresizlik, kontrol kaybı ve yıkım hissetmektedir.
Travmatik olaydan sonra travmayı tekrar tekrar ‘yaşamakta’, birden gerçekle bağlantısı kesilmektedir.
Bu tepkiler aylar hatta yıllar sürebilmektedir.
Herkes travma karşısında aynı tepkiyi hissetmediği için reaksiyon yelpazesi oldukça geniştir, iyileşme süreci ve süresi, normal hayata geri dönmesi farklılıklar göstermektedir.
Depremin posttravmatik bir bozukluğun
tipik bir reaksiyonu olup olmadığını anlamak için şu belirtiler mevcut olmalıdır:
[04:03, 14.02.2023] Hanım Demirbaş: - Kişi, travmatik olayı tekrarlayan anılar ve zihinde canlanan resimler nedeniyle rahatsız edici bir şekilde ve istemsizce ‘tekrar’ yaşama eğilimindedir.
- Travmatik olayı tekrarlayan rüyalar, kabuslarda görmektedir.
- Depremi andıran olaylara güçlü psikolojik veya fiziksel bozuklarla tepki (uykuya dalma, uykusuzluk, asabiyet, konsantrasyon bozukluğu, aşırı hassasiyet ve aşırı alarm tepkileri).
Travmayı atlatmak için acil travma terapisi çok önemlidir. Yanısıra mağduru anlayan ve cesaretlendiren aile, eş, dost, akraba destekleri oldukça faydalıdır.
HANIM DEMİRBAŞ
UZMAN SOSYAL PEDAGOG VE
SOSYAL AİLE DANIŞMANI
Yorum Yazın