Soruma cevap aramadan resimlerinde ki deha lığı ile kendisini dünya ya kabul ettirmiş “Vincent Van Gogh” görüşlerine de bakalım;
“Tüm içtenliğiyle yaşayan, türlü dertlerle, binbir düş kırıklığıyla karşılaşan ama bunlardan yıkılmayan, bunlara boyun eğmeyen kişi, işleri her zaman rast gitmiş ve görece bir refah içinde yaşamış kişiden çok daha değerlidir." Vincent Van Gogh’un Theo'ya Mektuplar’dan alıntıdır.
Hayır, siz değerli okurlarımı arabesk bir tutumla dertli olmaya, düş kırıklığı yaşamış olmaya sevk etmiyorum, böyle bir önerimde yok, olamaz da. Hayatı tüm gerçeklikleri ile kabullenip, düş kırıklıkları yaşamış, dert edinilecek zorlukların, acıların içinden geçmiş insanların daha güçlü ve daha değerli olduklarına dair “Vincent Van Gogh” la hemfikir olduğumu ifade etmekteyim. “Daha” belirtim diğerlerinin de değersiz olduğu manasında değildir. Doğal akış içerisinde az mücadele ile işlerini yoluna koyanlarla, beklentilerine ulaşanlarla nasıl bir yarış içerisinde olabilirim ki, bilimsel açıklaması dahi muallak olan şans faktörü bazılarımız için daha bir aktiftir, hepsi bu.
Değerli olmak hepimizin, her birimizin istediklerindendir. Bir sav daha yazayım, hepimiz değerliyiz de, sahip olduğumuz o değeri muhafaza etmekte, değerli kalmakta sıkıntılarımız var, değerliliği koruyamıyoruz. Düşündün mü, düşünmelisin, düz, rutin yaşadığında dahi kimseler seni yerden yere vurmuyor, normal bir bakış açısıyla değerli oluyorsun. Değerli görünmeye başladığın anda ve sonrası daha bir zor ve tehlikeli kendin için, sahiplenip de sürekliliği sağlayamayan kendinsin. Hayat içerisinde rakamlarla ifadesi çok zor somut, cisim, nesne barındırır. Hayat yine somut olduğu gibi soyut olarak da rakamlarla ifadesi çok zor tavır, davranış, tutum, yaklaşım şekillerini de kendi içerisinde saklı tutar. Hiç kimse için bu böyle yapar, o, şu da öyle yapar, böyle yaklaşır, davranır deme eminliğinde değiliz. Öylesi zor bir döngüdür ki, tüm yaşanmışlıkları not edip formülize etseniz dahi yanılmanız mümkün, insanın tam da fark edilmeyen özelliklerindendir, insan süreçle bağıntılı değişkenlik gösterir ve hiçbir bilim dalı net ve kesin bir açıklama, izahat üretememiştir.
Tekrar kendimize dönelim, insanın değerli olması çok önemlidir, değer görmesi, değerli kabul edilmesi o insan için muazzam bir kazanımdır. O insan ki asıl başarısını, fevkaladenin fevkinde halini kendisine ithaf edilen “değerli” tanımını korumakla, değerliliğe sadik kalmakla başarabilir.
Değerli misin, sorusuna cevabı toplumdan ziyade kişinin kendisi verebiliyor ve kendi cevabı ile toplum cevabı eşleşiyorsa, toplumun cevabı kurnazca ve somut menfaat beklentilerinden uzak ise isabetli ve doğrudur. Kişinin kendisini değerlendirmesi ise kibirli, egolu düşüncelerden, tutum ve yaklaşımlardan bağımsız, çıplak bakış açısıyla yapılırsa doğrudur. Kişi kendisine torpil yapar mı, bu duruma torpil yapma demeyelim de, isabetli ve gerçek değerlendirme yapma iradesine sahip olamamak diyelim, yetersizlik hali, kendini kandırma, aldatma haldir ki, çok defa farkında dahi değildir.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın