Çocuklarımızın istismar edilmesi ve bu fiilin oluşması sonrası suçlu olanın, insanlığı eksik, yetersiz olanın işlediği suç karşılığında alacağı ceza ve yaptırımlara dair bir müsamaha, yumuşatma eğilimleri, mağdur taraf çocuktan bağışlayıcı bir tavrın oluşması gayretleri, beklentileri. Neler oluyor, farkında mıyız, yasalarımız, kanunlarımız suç karşılığı suçu işleyeni cezalandıracağı gibi, suç işlemeye meyilli düşüncelerin, eğilimlerin de bitmesine sebep olmalıdır. Gündemde olan, çokça konuşulup tartışılan ise mağdur olan çocukla anlaşma yoluna girilmesi, hafifletici sebep ya da etkenlerinde gözetilmesi hali.
Toplum olarak her ne kadar 8-10 yaşlarından itibaren erkek çocuklarımıza o oo basbayağı büyük adam oldu, koca herif oldu gibi yakıştırmalar yapsak da, 8-10 yaşında ki kızlarımıza bak bu çay süper olmuş, annenden güzel yapmışsın gibi iltifatlara tabii tutsak da, nihayetinde 18 yaş öncesi çocuktur. Yasal ve bedenen 18 yaş sonrası adım adım büyük ve reşit kabul edilse de tam erdem, olgunluk 25-30 lu yaşlar sonrasında beklenir. Yeni yasa, ek yasa derken 13-14 yaşlarında ki çocuklarımızın sözüm ona çözüm sayılarak beyanlarının esas alınması, evlilik için evet demelerinin yeterli olmasının düşünülmesi, çağdışılık, barbarlıktır.
Örf, adet, gelenek, görenek, töre gibi sözcüklerin yumuşatıcılık sağlayacağı düşünülmüş olmalı ki çokça kullanılmış. Geçmişteki toplumsal yapılanmamız ve uygulanan kural ve kaideler kendisine nereden dayanak bulursa bulsun, akla, bilime, çağımıza uygun değilse konuşmakta ayrı bir israf, istismardır.
18 Yaş tavsiye edilen evlenme yaşı değil, asgari yaştır, fiziksel ve ruhsal olarak en erken kabul edilebilir yaştır. 13-14 yaşlarında ki bir çocuğun evet demesi de ebeveynlerinin uygun görmesi de bilim ve kanunlara aykırı olduğu gibi akla ve ahlaka da aykırıdır. Burada ki esas mesele evlilikten ziyade cinsel ilişkiye razı gelme halidir ki, 13 yaşa nasıl böyle bir soru sorulabilir, razı olması kabul görülebilir, bebe deyip te çok uçlara çekmek istemem ama çocuk olduğu kesin.
Dilerim ki; sadece dijital ortamda dolaşan ve basılı medyamızda da bahsi geçen tasarı, tasarı olarak kalır ve destek taraf bulmaksızın yok olur. Bahsi geçen bu suçu ve suçluyu iyileştirme tolerans sınırlarını genişletme çabalarının akla, bilime, Türk milletine uygun, yakışır bir yanı, hali yoktur.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın