Olmuştur, pek çoğumuz bilgimiz birikimimizle çocuklarla olan diyalog ve paslaşmalarımızda onların birikim ve tespitlerinden habersiz ve farkında olmadan, çocuk işte diye düşünüp hafife alırız. Çocuklar ki; net ve karışmamış bellekleriyle bazı şeyleri biz yetişkin olanlardan daha hızlı çözer ve döngünün farkında olurlar.
..
Bir kasabada seyahat eden bir satıcı trenden yeni inmişti ve eczanenin önünde dikilip kasabayı izliyordu. Yanında bankta oturan küçük bir çocuk vardı. Satıcı, mağazanın dışında dama oynayan adamlardan biriyle sohbet etti ve onun küçük oğlu olup olmadığını sordu. Adam dedi ki, "Yok, buraların çocuklarından biri. Ama bak ne diyeceğim, bu çocuk çok aptal... Bunu izle. ” Adam elini cebine soktu ve beş sent çıkardı. "Hey, Johnny. Biraz para ister misin? Bunlardan birini alabilirsin, ama sadece birini. “ Johnny zıplar, adamın eline bakar ve nikeli alır ve mağazaya koşar. Herkes gülüyor. Kısa bir süre sonra çocuk elinde dondurma külahıyla geri geliyor ve bankta tekrar oturdu. Satıcı demiş ki, "Biliyor musun oğlum, iki kuruş teklif etti, sen daha büyüğünü aldın. Ama küçüğü büyük olanın iki katı eder. ” Çocuk gülümsedi ve dedi ki, “Evet biliyorum. Ama parayı alırsam, oynamayı bırakırlar. “
..
Ekseriyetle başımıza gelen olayın farklı bir versiyonunu okudunuz. Bizlerde çocuklarla, yeni tanıdığımız yaş olarak bizden çok küçükler ile diyaloğa girdiğimizde, ne bilecek, nerden bilecek diye düşünür ve büyük yanılgıya düşeriz. Çocuklar ki karışık hale gelmemiş dimağları ile meseleyi çoğumuzdan erken ve net haliyle kavrar ve çözerler.
Çocukları hafife alıp küçümsemek değil de içinden çıkamadığımız, karar vermekte zorlandığımız sorun ve problemlerimizde dahi çocukların çözüm şeklinden, düşünme yönteminden faydalanmamız lehimize bir yaklaşım olacaktır. Çocuk direkt çözüm sunamasa dahi daha geniş açılı düşünmemize ya da gözden kaçırdığımız ayrıntıya ışık tutacak farkındalığımızı artıracaktır, ekseriyetle böyledir.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın