Bazılarımızın; çok küçük yaşlarda ailemizin kararıyla, evimizde olan, insan dışındaki canlardan dem tutacağım.Bildiklerimi,gözlem ve deneyimlerimi,yorumlarımı yazacağım.Anlaması çok da zor olmayan insan dışı canlar denildiğinde hayvanlar gelir aklımıza.Ot,ağaç,bitki,yosun,çiçek vb gibi genel hali hareket edemeyen,ses çıkaramayan üçüncü bir canlı türümüz de vardır ve bir çoğumuza canımız kadar yakındırlar.
Yazımda insan dışında akla sahip olmayan canlılarımızdan,genel tanımıyla hayvanlardan bahsedeceğim.Bazı türleri varki ;kedi,köpek,kanarya,güvercin,muhabbet,balık,at,inek,deve,eşek vb hayatımızın bir parçası olmuşlardır.Bir kısmı için hayvan sevgimizin ötesinde onların etinden,sütünden,gücünden faydalanmak maksatlı hayatlarımızda var ederiz.Özel şartlar hariç hiçbir beklentimiz olmadan birlikte yaşamayı tercih ettiklerimiz türlerde ise kedi ve köpekleri açık ara tercihlerimizle ön planda sayabiliriz.Sosyal yaşamımızda,sanat hayatımızda da onlara yer verir özel isimleriyle anar,yazar,resimini yapar,heykelini oluşturur,fotoğrafını çekeriz.Özel isimler veririz onlara;’’Kemal Sunal’ın bir filmindeki köpeğinin isminin ‘’dayı’’ olması,sevdiğim bir arkadaşımın köpek isminin ‘’pako’’ benim bir dönem yaşamımda yer alan muhabbet kuşum ‘’çapkın’’gibi.Kedi ve köpek diye ana başlıkta adlandırdığımız bu canlı türlerinin ayrıca cinslerine göre alabildiğine çok tanımları da vardır.Bağlayıcı olmamakla birlikte bazı kaynaklar köpekler için;cins ya da ırk olarak 400 rakamını,kediler için ise 70 rakamını yazmaktalar. Sonsuzluk içinde her gün anlatım ve tanımların değiştiyi hayatımızda,hayatımıza eşlik etmesini istediğimiz bir köpeği kendi yaşantımıza katmış isek;insani ve takdire şayan bir davranıştır diye yorum yaparım.Yaşamımız da onlara yer ayırmasak dahi ilgi ve alakamızı eksik etmiyor isek bu tutum da takdir edilir.Bizler insan olarak tüm kazanımlarımızla kendimize ve sevdiklerimize,yakınımızda olmasını istediklerimize sevgi ve merhametimizi verir,sahip olduğumuz somut değerleri v e varlıkları da onlarla paylaşırız.
Hayvanlar;bizimle olsun yada olmasın onların kendi sorun yada sıkıntılarını anlatabilme şansları yoktur.Doğal yaşamları haricinde karşı karşıya kaldıkları her sorunda bana,sizlere muhtaçtırlar.Aç kalmalarının,susuz kalmalarının,fıtratlarına uygun bir ortamda yaşayamamalarının müsebbibi bizler,insanlardır.İnsanoğlu düşünsel yapısında kendi ve sevdikleri dışında yine insanı ön planda düşünür.Ben de dahil bu yanılgı içinde yaşamaktaydım.Sevdiğim bir arkadaşım bana kısa anlatımıyla bir tetikleme yaptı ve beni derin uykulardan uyandırdı.Şöyle ki;kazaya uğramış bir köpek düşünün kendi cinsi bir diğer köpek muhtemelen üzülür,sadece üzülür.İlgili belediye birimlerini yada veteriner yardımını talep edemez.Kazaya uğrayan ya da bir başka hayvan bunu yapabilme,anlatabilme yetisine sahip değildirler.Vicdanlı,inançlı,etik değerlere sahip her insanın bu hassasiyette olması gereği vardır.Yaşam standartlarımızın gelişimi,teknolojinin aşama katetmesiyle birlikte,yaşamlarımızda farklılıklar oluşmaktadır.Bazılarınız köy hayatlarını hatırlar ve bahis konusu yaptığım bir kısım hayvanın insana bağlılıklarının daha az olduğunu da hatırlar.Doğamız,tabiat tüm canlıların tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde var edilmiştir.Şehir,kasaba dediğimiz alanları oluşturan insanın kendisidir.Kendisi için lüksün zirvesini zorlar iken kendi cinsi haricinde olanları yok kabul etmekte ya da işkence türü bir yaşamı layık görmektedir.
Kedi,köpek,papağan,muhabbet kuşu ve bu türleri satın alıp hayatımıza katıyoruz.Bu ilk adım iyide ikinci adımı çoğunlukla ihmale uğratıyoruz.Her farklı gelişme ve planlarımızda onları yok varsayıyoruz.Köpeğimizi işyerimize götürüp toplantılarımıza katamayız.Arkadaşlarımızla bir araya gelişlerimizde de onun olma zorunluluğu yoktur.Tabiatı gereği onunda sizinle kelimelerle olmasa da konuşma,oynama,gezme ihtiyacı vardır.Tatil planlarınızda 20 gün eve ya da kulübesine hapsetmek tam anlamıyla bir işkencedir.Bazen bu durumdan kurtulmak için bir arkadaşımıza emanet ederiz;kedimizi,köpeğimizi,kanaryamızı vb.Onların bizler gibi aklı olmadığını bilir ama onların kendilerine özel içgüdü ve sevinç,üzüntü yetilerine sahip olduğunu bilmeden.Pasif ve yetersiz hallerimizde dahi,belediyelerimizin 153 nolu telefonundan yardım talep edelim.Böyle bir birimleri yok ise olması için talep oluşturup,takip edelim.
İnsan hayatının bu kadar ucuz olduğu,yaşamını sürdürmesinin bu kadar zorluklarla dolu olduğu ülkemde hayvanları,bize yakın olan tanıdık hayvanları dile getirmem ve sersenişlerim sizi ürkütmesin,üzmesin.
Bir başını okşama,kendimize layık gördüğümüz et,ot neyse az bir kısmını onlara ayırma,su ihtiyaçları için önlemler almak.Biçare kalmış sokağımızda,mahallemizde olan bir hayvana vicdanımızla sahip çıkmak,onunla birlikte yaşamanın mümkün olmadığı durumlarda dahi yaşamını devam ettireceğinden emin olduğumuz ortamlara,alanlara geçişini sağlamak;vatandaşlık görevi ya da bir sorumluluk değildir.İnsan olmanın gereğidir,İNSAN olmaktır.
Murat Demir MurDem
Yorum Yazın