Doğaldır ki; bir şey olmak için olmak istediğin şeyin de ne olduğunu tam olarak bilmek gerekir. Çağdaş olmak her birimizin idealleri arasında olmalı da, nasıl? Yaşadığımız takvim yılları ve önemli değerleri ile sahip olduğumuz kişilik meziyetlerimiz örtüşüyor ise etik yaşam, adalet, bilim ve sanat yanlılığı, sanat taraftarlığı, üretim ve paylaşıma dair azim ve kararlılık mevcutsa, aklımız sahiplenir yüreğimiz destek verir mutlu olmamıza da sebeptir.
Yok, yazdıklarım gibi değil de çağdaşlıkla dejenere hal eşdeğer görülmüşte adaletsizlik, köşe dönücülük, çirkinlik, bayağılık halleri empoze edilip pompalanıyorsa, etik temelinde üreticilik, adalet, hak, hukuk, bilim, sanat yadsınıyorsa, bu duruma da çağdaşlık denip yaftalanıyorsa, değil, hayır, bu çağdaşlık değil, asla değil, hiç alakalı değil.
Çağdaşlık yenilenmektir, çağdaşlık değişim içerisinde olmak, iyiye, güzele, doğruya evrilmektir, en kısa tanımıyla gelişmektir. İnsanın dünü ile bugünü arasında dahi bir farklılık fark ediliyorsa, pozitif farklılığı süreklilik kazanmışsa, halen hazırda nerede ve ne şekilde olursa olsun çağdaşlaşma yoluna girmiş ve benimsemiştir ki, harika olan da muazzam olanda budur.
Çağdaş ismi, Türkçede "çağımıza ait" veya "modern" anlamlarına gelir ve genel olarak çağın gereklerine uygun düşünen, geleneksel sınırların ötesinde bir vizyona sahip olan kişileri tanımlamak için kullanılır. Çağdaş olma durumu, çağcıllık, modernlik, asrilik, muasırlık, modernizmdir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün muasır medeniyet seviyesini ideal bir hedef olarak Türk milletine göstermesi, çağdaş olmayı, çağın gereklerini bilim, sanat, teknolojiyi harmanlayarak önermesi, tavsiye edip insanımızın hayatlarına alıp kendilerini yenileyip geliştirmesini salık vermesidir. Atamızın 10.yıl nutkunu tekrar hatırlayalım;
Türk Milleti!
Kurtuluş savaşına başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu, en büyük bayramdır. Kutlu olsun
Bu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın, en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan, Türkiye Cumhuriyetidir.
Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz.
Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.
Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyete hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak kılacaktır. Büyük Türk milleti, onbeş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.
Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin, büyük millet olduğunu bütün medeni âlem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır.
Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk Milleti;
Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını, daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
*
Çağdaş olmak bireyin tekil olarak hareketleri toplamı, tavır ve davranışları bütünü olmaktan ziyade toplumun çağdaşlığını benimsemiş ve tüm hayatına uygulamalarına almış hali ve her ferdinin bu uygulamalara gönüllü ve istekli katılımıdır.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın