‘’İnsan hayalleri kadar yaşar’’bu söz ve yansıma hallerini çok okumuş,dinlemiş,belki de dillendirmişizdir.İnsanın yaşadığı coğrafya neresi olursa olsun,yaşadığı yerin iklimi,güneşle münasebeti,toprak ve denizle alakası; metabolizması üzerinde etken oluşturur.Bazı hastalık türleri dahi iklimsel,coğrafik yapıya uygun seyir gösterir.Kıtalarımızın bazılarında hiç tanınmayan bir hastalık diğer bir coğrafyada çokca hayat kaybına sebep olabilmektedir.Bilimsel çalışmaların çok hızlı gelişim gösterdiğini söylememizle birlikte uydumuz ay için yapılan ziyaretler dışında,dünya dışında yaşamsal bir gerçek keşfedilememiştir.Dünyamız iletişim teknolojisiyle birlikte hangi noktada olursak olalım görüntü ve sesi dünyamızın diğer bir ucuna aktarma,alabilme şansına sahiptir.
Ne demiştik;’’benim bir hayalim var’’.Hayallerimizi bilimsel çalışmalar,araştırma ve deneyleri öğrenmenin dışında kendi idrak ve irademizle kenarından köşesinden anlamak durumundayız.Fotoğraf,resim,çizgi görüntülerde,çizimlerde dahi gerçek yada sanatçının hayal çalışması sonucuna bakmakta,izlemekteyiz.Neden sınırlarımızı zorlamıyoruz,zorluyor olsakta hayallerimizde aklımız sınırları içinde görgü ve deneyimlerimizden ibarettir.
Hayal havuzundan,milyarlarca düşlenmiş hayallerden farklısına sahip olmak için farklı coğrafya insanlarıylada görüşmeler yapmamız gereklidir.İnsan olabildiğince çok iklim,yer,kültür ve deneyime sahip insanlarla görüşürse karşılıklı etkileşim sağlar.Kendi hayal gücünü ve hayal kurma yetisini güçlendirir.Hayallerin tümü gerçeğe dönüşünceye kadar düştür.Her gerçek ise düşlerler,hayallerden elde edilen çıktılar,gerçekleşmiş durumlardır.
Hayal kurmak aynı zamanda imkansız kabul edebileceğimiz bir mecrada yolculuk diyede tanımlanabilir.Hayal hep sahip olmak istediğiniz güzel bir ev ya da otomobilden ibaret sınırda kalmamalıdır.Akıl sınırlarınızı zorlamalı,sahip olduğumuz gerçeklerden uzak,ütopik bir altyapıya sahip olmalıdır.Hayallerinizi kurmakla yetinmeyip paylaşın,tetikleme yapın.Tekerlek buluşu vaktin en önemli keşiflerinden ise,bu keşiften onlarca yıl gerisini düşünüp,durum tespiti yapalım.Bu gün 2923 yılını hayal edin,yeni yetişen çocuklarımıza bu hayali kurmalarını isteyen teskinlerde bulunun,hatta mektup yazdırın.Düşünsenize bize intikal etmiş 1523 yılından büyük,büyük en büyük babamız ya da annemizden mektup var.Faydası sadece mektup alıcısına değil yazana da ufkunu genişletmesi için imkan sunar.Hiç bir hayal gerçekleşmeli ya da gerçekleşebilecek kadar akıllı olmalı diye bir kural içermez.Böyle yumuşatma yaparken dahi kendi tanımımı hemen çürüteyim.Sizin birkaç arkadaşınızda oluşturmaya çalıştığınız hayalleriniz 4701 yılında gerçekleşecek.İnanmadınızmı,o zaman gelir bakarsınız,belkide gelmeden dahi sonucu görme şansımız olur.
Kendimiz ve sevdiklerimiz adına var etmeye çalıştıklarımız hayal diye tanımlanmaktan öte beklenti,hedeflerimizdir.Hayallerinizde ise sınır,kural,süreç kurallarının çok dışına ulaşın.Birileriyle paylaştığınızda varsın size ‘’yine çok saçmalamışsın’’desinler.Sahip olduğumuz bir çok kazanım,bir zamanlar birilerinin saçmalamasının sonucu değilmi?
Murat Demir MurDem
Yorum Yazın