Beklenti, umut, istek, çaba ve dilekler hangi aşamada ve seviyede olursa olsun, beklenen hedefe ulaşmanın tek yolu tek yürek hareket kabiliyeti, duraksamaksızın gayretle çalışma halidir. Ülkü ortak ise, ülküye ulaşmak için ilkeler ve kaideler ortak ise, yürekten ise, yazılmış olsun ya da olmasın, başarı kaçınılmazdır. Elbette, doğaldır ki “Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK” ve yüzlerce ismi ezberimizde biliriz de milyonlarcasının ismini dahi bilmeyiz, varlıklarından haberdarız da tanıyamayız, yüreğimize gömeriz.
..
Çanakkale Savaşında siperlerin gerisinde yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey “Morfin“ di.
Doktorlar yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyorlardı.
Bu yüzden bir nöbet tutuluyordu.
Hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırın önüne bir masa kurulmuştu. Sedye ile gelen her yaralı, burada masaya koyuluyordu. Doktorun elinde enjektör,
enjektörün içinde ağrı kesici..
Doktor ilk muayeneyi yapıyordu ve yaşama olasılığı olan, ameliyat edilmesi halinde yaşayacağına inandıkları askerlere ağrı kesiciyi yapıyordu. Oysa gelen her yaralının ağrı kesiciye ihtiyacı vardı. Fakat herkese yetecek kadar ağrı kesici yoktu..
Doktor duygusal karar vermemek için yaralıların yüzüne bakmamakta,
İyileşme şansı yüksek olan yaralılara ağrı kesici yapmaktaydı..
Yine doktorun önüne bir asker getirildi. Yaralının ağır yaralarına bakan doktor, askerin iyileşemeyeceğini öngörür ve ona ağrı kesiciyi yapmaz.. O sırada askerden iniltili bir ses duyulur.. “Baba!”
Herkesin gözü doktora çevrilir, yaralar içinde kıvranan asker doktorun öz oğludur. Doktor buna rağmen yine ağrı kesiciyi oğluna yapmaz ve bir kaç saat sonra da oğlu şehit olur..
Doktor, şehit olan oğlunun cansız bedenine sarılır ve şöyle der:
“Affet oğlum, o senin hakkın değildi” İşte bu topraklar hakkı olmadığı için tek bir ağrı kesiciyi bile oğlundan esirgeyen o güzel insanlar tarafından vatan yapılmıştır. Ve bizim. Çanakkale savaşını kazandığımız o tarihi anlardan biri de hiç şüphesiz
Doktor Tarık Nusret’in hakkı olmadığı için öz oğluna ağrı kesici yapmadığı o an’ dır. Tarihin tozlu sayfalarına adını kazımış tüm kahramanlara sonsuz saygıyla, minnetle.
..
Hani kafanızı çok karıştırma niyetinde değilim de! 15 Temmuz kalkışmasında görüşülen telefonun müzede yer almasıyla, öz oğluna dahi morfin vermeyen baba arasında nasıl bir bağ kurup nasıl benzetmeler yaparsınız, neresini analiz çizelgenize katıp nasıl bir senteze ulaşırsınız?
Kararımı verdim, varın birkaç yıl daha düşünün irdelemeye devam edin, inanıyorum ki, mutlak gerçek ve doğru çıplak sonuca kendi aklınızla ve kendi irdeleme ve yargınızla ulaşacaksınız, kesin ve kati.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın