Derin bir nefes alır gibi batıyoruz, Yükümüz ağır...
Yeni bir söz söylemek için ölmek mi gerekir?
Hadi bir cesaret, sen de taşın altına koy elini,
Belki de duygularımı bu şarkı sözleri ile daha net anlatabilirim.
Aşk, sevgi cesaret işidir.
Ne zordur, her şeyiyle bir insanı kabul etmek ve tüm sorumluluğunu alarak "Seni seviyorum" demek.
Bunu derken, sonrasında yaşanacak her olayda, her belada, her günahta, her sevapta sevdiğini yalnız bırakmamak...
Ben sadece erkeklere mi kızıyorum?
Bilmem, benim gözlemim kadınların daha sıkı sarıldığına dair ilişkilerine.
Anaçlıktan herhalde, ama kolay kolay sevdiklerini geride bırakmadıklarını düşünüyorum.
( Yeni jenerasyon hariç, onlar ilişki yaşamayı bilmiyorlar bile)
Elini tuttuğum, gözüne baktığım, sevgimi söylediğim bir adamı, en ufak sıkıntıda bırakıp gidemem ben.
Duvarlar, kriterler koymam ki ben sevgime...
Ben gibi hissettiğim, huzuru bulduğum bir adama arkamı dönemem öyle kolay kolay.
Bu sadece ilişkilerde de değil ki, gözümüzü yumduğumuz pek çok olayda o kadar kolay arkamızı dönüp gider olduk ki...
Bu modernlik göstergesi mi, bak bunu bilmiyorum. Ama giderek tekil hayatlar yaşadığımız,
"Bana dokunmayan yılan, yıllarca hüküm sürsün." demeyi adet etmeye başladığımız açık...
Yolda bayıldığını gördüğümüz birisine kaçımız yardım eli uzatıyor artık...
Her an bizi gasp edebilir değil mi?
Okulda misafirperverlik bizim en büyük değerimizdir diye öğretilen, yardımlaşma diye öğretilen kavramlar artık hayatımızda yok bile...
Uzatmaya gerek yok aslında konuyu, birilerinin elini taşın altına koymaya cesaret etmesi lazım artık, ve verilen sözleri tutmaya...
Arkamızda bıraktıklarımızın; yerine koymayı öğrenmeliyiz artık!
Selam ve saygılarımla
Nazende Kaya
Araştırmacı - Yazar
Yorum Yazın