Evet, doğrularla, gerçeklerle, hayatın kuruluş felsefesini bilmekle başlıyormuş anlamak, anladım. Toy, bilgisiz ve irdelemelerimin nihayete ulaşmadığı dönemlerimde ihtiyacım olan ne varsa, eksikliğini hissettiğim olan biten, bazen düşüncelerimle, bazen dile getirerek, bazen seremoni türündeki eylemlerimle isteyip beklenti içindeydim.
Sağlıklı bir yaşam, sevdiklerimle güzel günler, neşeli mutlu günler istedim. Yarınlarımın yaşadığım günlerden daha da keyifli, neşeli, mutlu olmasını istedim. Yaşamak için, çalışmak için, üretmek için, enerji, yetenek, beceri istedim. Aksilik ve zorluklara karşı kuvvet, güç istedim. Yaşadıklarım ne olursa olsun, iyi, güzel olmasını, doğru ve adil olmasını, zevkle hatırlanacak anılarımın arasında yer almasını dahi istedim, diledim. Dileklerimin, isteklerimin yaşadıklarımla aynı olması için temennilerimi hep sana, sonsuzluk içinde ki dengeyi var eden, döngü ve ahenk içinde olan, somut soyut ne varsa, var edici, sahibi olan senden istedim.
Kolay değil, hatta oldukça zor insan için, öğrenmesi, bilmesi, bildiğini sandığı çok şeyi dahi irdelemesi gerekiyormuş. İstemek, dilemek, beklemek, dua, temenni, yakarışlar yetmiyormuş, sistem bu şekilde çalışmıyormuş, yaşadım, gördüm, öğrendim. Sonsuz muazzam dengeyi ve döngüyü var ederken beni insan olarak var etmişsin, tüm istediklerimi de aklımı kullanarak var edebileceğim, erişebileceğim sistem hazır, öğrendim.
Yaşamanın nefes almanın çok ötesinde, insanın, insan olabilmenin, can ve akıl, duygu ve hislerimin olduğunu kavradığımda anladım. Gülmeyi, ağlamayı, gezmeyi, su sesinden dahi mutlu olup haz duymayı, hayaller kurmayı, koşmayı, yürümeyi, an olup miskin miskin oturmayı, kuşların cıvıltısı, ağaç yapraklarının hışırtısını görüp, duyup keyif almaya başladığımda, kendimi sorgulamaya başladığım da anladım. Gökyüzüne, sonsuzluğa bakıp, yıldızları ışıkları ile görüp, gezegenleri göremesem de bilip, bu sonsuz döngüde, dengede bende varım dediğimde, her var olanın diğerleriyle etkileşim içinde olduğunu duyumsayıp, düşüncelerimde yer verdiğimde anladım. Anlama, öğrenme, keşfetme çabalarım süredursun, insanın sevdiğinde, sevildiğinde, mutluluğunun kat kat arttığını, görüp, bilip, anlayarak, kendisine olan güveninin arttığını da öğrendim, anladım.
Hayat döngüsü içinde hazır sunulan ne çok ve hayati sayılacak güzellikler ve sunumlar var ki, yeni anlamaya başladım. Hayat döngüsü içinde muazzamlık kabul edilen her meta ya da uygulamalar var ki yok olmaya, azalmaya, bozulmaya, yıpranmaya dair belirtileri var, sürekliliği sağlayacak, onaracak olanda yine insan, benim, aklım bu sebeple var, öğrendim, bildim.
Ne istekleri karşılama ne de şikâyetleri alıp dinleme ve düzeltme yeri, insanım, yaşamama yeterde, tüm fevkaladeliği anlayıp çözmeye yetmez aklım. Hayatımın idamesi içinde, sevdiklerimle, doğayla, diğer canlılarla irtibatlar kurup, yaşamsal döngüye dair dâhil etme ya da uzak tutma hallerini, becerilerini aklıma yüklemişsin, yanına vicdan, sağduyu, merhamet, sezgi, irdeleme yeteneklerini de iliştirmişsin. Güzel ve mutlu bir hayatı kendi döngüsünü kendi içinde oluşturma yetisini de insana vermişsin. İnsan ki bu fevkaladeliği fark edip yaşasın, yaşatsın, iyi, güzel, doğru ve faydalı olan ne varsa çoğaltsın istemişsin. İnsan bu keşfi kendi ruhunda, kişiliğinde başarabilirse, teşekkür etme, müteşekkir olma düşüncelerini sözlü ve eylemsel olarak ifa eder ki, bu da insanın kendi cüzi yeterliliği. Beklenti, beklenilen yaşamsal döngü içinde ki iyi, güzel, doğruları artırmaksa, bu doğrultuda yaşamak, bu mücadelenin içinde yer almak da bir teşekkür etme, minnettar kalma halidir ki, katman katman yaşamak, farkına varmaktır. Anlayacaklarımı yeni yeni anladım ve anlaşılması gereken sonsuz bir derya var, açılan her kapı, aşılan her engel yeni anlaşılmalara imkân sunmakta.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın