Türk halkı yazılı yedi bin yıllık tarihi ile görgülü, bilgili, zarif, naif bir yapıya sahiptir. Vatan ile namusunu eşdeğer görür, hassasiyeti de meziyetlerinde ki seviyeli yapı da bu temelden oluşmuştur. Bilge yapıya ulaşma gayreti hep var olmuştur, hep devam etmiştir diyeceğimde, hep devam etmiştir diyemiyorum. Tarihin binlerce yıl öncesinden bu yana birlik ve beraberliğimiz, nüktedan halimiz, örnek alınan naif, etik ve üretken yapımız doğal olarak hain yapıda ki her toplumu tedirgin etmiştir. Hain olmayı benimsemiş toplumlar Türk milletini savaşarak alt edemeyeceklerini anladıklarından bu yana, binlerce yıl öncesinden bugüne, ikilik yaratmayı, nifak sokmayı, Türk halkını kollara, dallara bölüp parçalamayı en doğru ve uygulanabilir yol gördüklerinden, hep darbeler yiyerek geldik günümüze. Dışarıda ki hainler de azalma olmayacağı gibi bazı dönem ve süreçlerde içimizden ajan, hain, soysuzlardan da yardım ve destekler görmüşlerdir. Türk halkının bilgili, görgülü, bilge oluşu sadece okul okumakla alakalı düz mantıklı bir açıklama içinde gizli değildir. Ezberlerden uzak duran, hurafe, fizikötesi anlatımlara inanmayan, prim vermeyen, atarlanma, kuru kabadayılığı hoş görmeyen Anadolu halkı, Türk insanı bilgeliğini toprak, doğa, tarım ve hayvancılıktan, üreten, yapan yapısından, hayatı yıl 365 gün, gün 24 saat, hayatın içinde oluşundan alır.
..
Anadolu'da bir ilçeye kaymakam atanmış. Kaymakam yanına baş çavuşu alıp, köylülerle tanışmak üzere köy köy dolaşmaya başlamış. Köyün birinde, yolda kucağında yeni doğan eşek sıpasıyla giden bir köylüyü görmüş..
Kaymakam başçavuşa dönerek 'köylüye biraz sataşayım' demiş.
Başçavuş kaymakamı uyarmış. 'Bunlar lafta altta kalmazlar, dikkat edin' dese de, Kaymakam 'bir şey olmaz, ben yıllarca mektep okudum. Cahil bir köylü mü beni lafta yenecek' demiş.
Arabayı durdurup köylüye yanaşmışlar.
- Kaymakam selam verip, 'hemşerim, kucağına yavrunu da almışsın nereye böyle' demiş.
Köylü, bir kaymakama, bir de baş çavuşa bakmış;
- Sıpayı mektebe yazdırmaya gidiyorum, efendim, okursa kaymakam, okumazsa başçavuş olsun" demiş...
..
Eğitim ve öğretim tüm Dünya insanın da ülkem insanının da birinci önceliğidir. Bilimsel çalışmaların kendi içinde ki ivmesi, teknolojide ki hızlı ilerleme ve gelişmeler değil bilime, sanata, teknolojiye sırt dönmek, birkaç yıl uzak durup, ilgisiz kalmak dahi o halkı elli yıl geriye götürür. Bilim, sanat, kültür, teknoloji, eğitim, öğretime övgüler yapıp bu yarıştan an olsun ayrılmamamız gerektiğini vurgularken, insan kişiliğinden de kibir, ego, hırs, haset ve yukarıdan bakma hallerini ivedilikle bırakıp uzaklaşması gereği vardır Anadolu insanımız gibi.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın