Merhabalar HABERCADDESİ okurlarım
Acı, hayatın bir parçasıdır. Bazen acı çok derindedir. Bazen acı çok uzun sürmektedir. Bazen acı o kadar uzun sürebilir ki acıdan ibaret olduğumuzu düşündürür bize.
Acı veren duygu ve düşünceler zihnimizde dönme dolaba binmişçesine başımız dönene kadar döner durur.
Her dönüşte acıyı yeniden hissederiz. Bu, mutsuz ve yorgun hissetmemize yol açar ve aynı zamanda hayatımızda hiç bir şeyi yoluna koyamadığımızı ve koyamayacağımızı düşündürür. Acıdan uyuşuruz. Hiç bir bağlantımız yokmuş gibi günlük hayat yanımızdan geçer gider. Artık bize ait değilmiş gibi hissederiz. Biz kendimize bile ait değilizdir, çünkü acı insanın hayati yaşam enerjisine olan bağlantıyı tıkar. Acının döngüsüne hapsoluruz.
Hepimiz bunu yaşayabiliriz. Hayatta kolayca ve hemen baş edemediğimiz durumlar olabilir. Uzun süren duygusal acı ruhumuzun derinliklerinde bizi üzen şeylerin neticesidir. O kadar derinliktedir ki, asla düzelmez diye inanabiliriz. Belki de acı veren düzelmeyecektir ve bize eşlik edecektir ama, değişecektir.
Onunla yaşamayı öğreniriz. Hayatımızı yönetmez.
Acıyı hazmetmek için zamana ihtiyaç
duyarız. Acı ne kadar derindeyse o kadar zamana ihtiyacı vardır. Derin yaralar yavaş iyileşir.
Bunu kabullenmeyi başarırsak, kendimizle savaşmaktan vazgeçeriz. İhtiyacı olan zamanı veririz.
Acıdan kaçamayız, acıya engel olamayız. Ama kendimize daha
çok acı çektirmeyi bırakabiliriz. Acıyı dindirmek için faydalı olacak şeyleri yapma sorumluluğunu almalıyız.
Örneğin anda yaşamak. Çünkü anda acıya rağmen acıdan başka çok şeylerin de olduğunu görmemiz mümkün dikkatimizi verdiğimiz de. Acı hala mevcut olacaktır, fakat görmeyiz ve hissetmeyiz. Acıdan gözlerimizi kapattığımız güzellikleri de görebileceğiz ve onlarda teselli buluruz.
Acıya ne kadar odaklanırsa zihnimiz o kadar kapanır. Kendimizi yönetemeyiz. Dolayısıyla acıyla baş etme yolunu seçemeyiz. Acı düşmanımız değil. Acı kırılmışlığın veya kaybın doğal sonucudur.
Bize işkence etmek istemez. Acı normal duygusal bir tepkidir ve içinde iyileşmeyi de barındırır. Kendimize iyi davranarak iyileşme sürecine katkıda bulunuruz:
- Farkındalığımız yüksek olmalı.
- Kendimizi gözlemlemeliyiz. - -İhtiyaçlarımıza kulak vermeliyiz ve onları karşılamaya çalışmalıyız. Örn. İçimizden ağlamak geliyorsa, ağlayalım.
Güvendiğimiz insandan sarılmasını isteyelim, sarılmaya ihtiyaç hissediyorsak. İçimizden konuşmak geliyorsa, bize akıl vermeyecek, yargılamayacak, duygularımızı küçümsemeyecek veya onları yok sayacak bir arkadaştan dinlemesini rica edelim.
- Kendimize hangi meşguliyetin anı yaşamak için acıyı unutturduğunu soralım.
- Şükredeceğimiz şeyleri görelim.
Elbette arada geçmişe dalarız, çünkü
acı veren şeyi veya kişiyi affedip affetmediğimizi bilmek isteriz.
- Bu süreci kendine has özelliğiyle kabul edelim.
- Bilinçli nefes egzersizleri de yardımcı olacaktır.
Her nefes verişinizle geçmişteki acıyı da dışarı attığınızı, her içinize çektiğiniz havayla birlikte huzuru da içinize çektiğinizi ve her nefesle huzurla dolduğunuzu düşünün.
Tekrarladıkça sakinleşticiğinizi fark edeceksiniz.
- Acı karşısında güçsüz değilsiniz.
- Hayatımıza huzuru davet edebiliyoruz.
- Acının açtığı zararlara yapışmıyoruz. Andaki huzurunuz için nefes alıp verin.
Sabırla.
Tekrar ve tekrar…
Haftaya başka bir konuda buluşmak üzere kalın sağlacakla
HANIM DEMİRBAŞ
UZMAN SOSYAL PEDAGOG
VE AİLE DANIŞMANI
Yorum Yazın