Herkes uzun ve sağlıklı yaşamak istiyor. Siz bu işin uzmanı olarak mutlaka bazı sırlara da haizsinizdir. Sağlıklı ve uzun bir ömrün sırları nelerdir?
Edgar Ellan Poe’un bir hikayesinde, kahramanımız evinde bir mektubu saklamak ister. Bu son derece önemli mektubun başkalarının eline geçmemesi gerekmektedir, ancak evine artık girilmiştir. Kahramanımız, bu mektubu, diğer mektupların üzerine koyar. Bu mektubu arayanlar ise, son derece gizli bir yerde aradıklarından, aradıkları mektubu gördükleri halde bulamazlar.Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı aslında gözlerimizin önünde, gizemli ve bilinmez olarak hayal ettiklerimiz aslında mücadeleden kaçmak isteğimiz.
Gerçekten çok merak ettim, nedir gözümüzün önündeki sır?
Sağlıklı yaşamın dört tane koşulu var. İlk koşul asla sigara içmemek.
Evet hocam, aslında gözümüzün önündeki bir alışkanlık, ama neyse ki son zamanlardaki yasaklardan sonra oldukça azalmış olmalı.
Halkımızda sigaranın zararlı olduğu bilinci arttı, ancak sigarayı bırakanlar kadar, sigaraya başlayanların olması nedeniyle, net rakam hemen hemen aynı kalıyor. Bir insanın kendisine verebileceği en büyük zarar, aslında sigara içmesi. Öyle ki, sigaranın üretimde olmadığı zamanlardaki tıp kitaplarımızda akciğer kanseri için çok nadir bir hastalık ibaresi vardı. Şimdi ise mutlaka çevrenizde akciğer kanseri tanısı almış bir insan bulabilirsiniz.
Bunların hepsini çok iyi biliyoruz, ama bu bağımlılıktan kurtulmak da çok güç.
Evet, güç ama imkansız değil. Mutlaka mücadeleye devam etmek gerekiyor; insan bir kez başarısız olunca sonsuza kadar başarısız kalacağını düşünüyor, ancak bu doğru değil. Mutlaka sigaradan kurtulmak için denemeye devam etmek gerekiyor. Meyve ve sebze ağırlıklı beslenmek.
Doğru söylüyorsunuz hocam, çoğumuz evimize mutlaka meyve alıyor ve yemeklerden sonra yiyoruz, portakal suyu içiyoruz. Bol bol meyve tüketiyoruz.
Söylediklerinizin doğru olan kısmı meyve ve sebze, yanlış olan kısmı “bol, bol” tüketmek, meyve suyu içmek.
Yani şifa niyetine bol bol tüketmeyelim mi?
Tüketelim, ama bol bol olmasın. Meyve ve sebzenin de içinde kalori olduğunu unutmamak gerek. Hastalarımızdaki en büyük sıkıntı da bu… Diyetlerini çok güzel yapıyorlar, ancak o kadar fazla meyve yiyorlar ki, o diyet hiçbir şeye yaramıyor. Mesela bir elma yerseniz 116 kalori alırsınız. Dolayısıyla meyveyi tüketirken de ölçülü olmak gerekiyor. Hazır meyve suları kalori bombalarıyken, taze sıkılmış meyve sularının da bir faydası yok. Meyvelerden şeker riskini en azaltanı ise yaban mersini.
Yani ölçüyü meyve ve sebze olsa dahi kaçırmayacağız. Peki üçüncü sır nedir?
Bu sır da gözümüzün önündeki bir şey; yürümek.Yüz yıl öncesini düşünün, insanoğlunun en önemli ulaşım aracı yürümek. Bizim bedenimiz dışarda yürümek için ayarlanmış, evde televizyon koltuğunda oturmak için değil. Mümkünse her gün yürümek gerekiyor, ancak dışarı çıkmadan önce hava kirliliğine de bakmak gerekiyor, yüksek basınçlı havalarda ev dışı egzersiz yapmamak gerekiyor.Dışarda yürümek, aynı zamanda beynimizin sağlığına da iyi geliyor, Alzheimer’ı engelliyor.
Haftada bir halı sahada maç yapmak yeterli olur mu?
Tavsiye ettiğimiz egzersiz her gün 45 dakika canlı yürüyüş, haftada bir yapılan egzersiz ne yazık ki sağlık için yeterli değil. Yürüyüş, alışkanlık haline gelene kadar zor, ama alışkanlık haline geldikten sonra da çok keyifli oluyor.
Son sır nedir hocam?
Kilonun az olması. Obezite çağımızın en bulaşıcı hastalıklarından birisi. Eğer siz obezseniz çocuğunuz da obez oluyor, arkadaşlarınızın yarısı da sizle birlikte obez oluyor. Bunun en önemli nedeni fazla kalori almak. Mutlaka vücudumuzun ihtiyacı kadar enerji almamız gerekiyor. Çok küçük yiyeceklerde muazzam enerji var, ve bunlar da çok çabuk kiloya çevrilebiliyor.
Hocam çok keyifli bir sohbet oldu. Yerimizin darlığı nedeniyle ara verelim, ama mutlaka sohbetimizin devamını da sağlayalım.
Benim için de son derece verimli bir konuşma oldu, umarım okurlarımız da fayda görmüşlerdir.
RÖPORTAJ:Emrah BABAR
Yorum Yazın