Oysa Bingöl, hayallerine sıkı sıkıya sarılmış ve düşlerini gerçekleştirmiş biri. 'İnsan isterse hayali için birçok şeyi feda eder' diyen Bingöl'le çizgi roman tutkusunu, kalbine çizik atan kadınları, Spielberg'in filminde oynayacağı haberlerinin doğru olup olmadığını konuştuk.
Babasına özenip subay olmak istese de, gönlünün bir kısmı sporda olsa da o, annesinin yolundan gitmeyi seçmiş. Annesi gibi türkü söyleyip saz çalmak Bingöl'ün çocukluk hayali olmuş. 'Müzik için benliğimi, ruhumu verdim' diyen Yavuz Bingöl, müziğe olan tutkusuyla Cezmi Ersöz'ün bir hikayesine de konu olmuş. 'Peki, Ankara'da, soğuk bir kış gecesinde Cezmi Ersöz'ün arabasına aldığı müzik tutkunu bu genç gerçekten siz misiniz?' diye soruyoruz, o da anlatıyor. 'Güzel bir hikayedir. Ankara'da bir söyleşisi vardı, yanına gidip tanıştım. 'Şarkılarım, bestelerim var ve albüm yapmak istiyorum' dedim.
Ankara'daydık. Kar, kış vardı. Adama o kadar çok yapışmıştım ki yanında bir arkadaşıyla garaja gidiyordu, beni de çağırdı. Arabanın arkasına iki büklüm oturdum. Garaja gidene kadar kendimi anlattım da anlattım. 'Evine kadar seni bırakalım' dediler. Ben de 'Evim yakın yürürüm' dedim ama çok da yakın değildi. O da 'soğuk bir Ankara gecesinde karlar içinde gözden kaybolup giden adam, işte bu adamdı' diye yazmıştı.'
Diziyi anlatır mısınız?
Eski bir dünya güreş şampiyonu Bekir'i oynuyorum. Avrupa Şampiyonluğu'na kadar yükseliyor. Ancak arkadaş kurbanı oluyor. Şifa niyetine içirdikleri suda doping olduğu ortaya çıkıyor. Bekir bu olaydan sonra spora küsüyor. Şehir değiştiriyor ve hayatını seyyar köftecilik yaparak sürdürüyor.
Dizinin fragmanında 'Herkes bir başka biçimde düşer hayalinin peşine' deniyordu, Bekir'in umutları, hayalleri nedir?
Hiçbir hayali yok aslında. Bütün umutlarını minderde bırakmış. Sporu bırakınca bütün dünyası yıkılıyor. Amaçsız bir hayata başlıyor.
Siz hangi hayaliniz için o yolda kendinizi feda edersiniz?
Müzikle uğraşmak çocukluğumdan beri hayalini kurduğum bir şeydi. Bu hayalimi gerçekleştirdim. İnsan istediği, hayal ettiği neyse onun için birçok şeyi feda edebiliyor. Babam asker kökenlidir, onun askerlik resimlerine bakıp subay olmayı çok isterdim onu feda ettim. Futbolu da çok severdim. Amatör kümeye kadar gelmiştim ama müzik uğruna futbolcu olmayı da feda ettim. Benliğimi, ruhumu, kalbimi müziğe verdim.
GÖNÜL SESİNİ DİNLE
İnsan gönülden dilediğinde istekleri gerçek oluyor değil mi?
İnsanın elinden bir şey kurtulmuyor. Yeter ki istesin, yeter ki zorluklarla başa çıkmanın yolunu bulsun. Hayat bu, türlü zorluklarla karşılaşabiliriz. Çözümü de hemen bulamayabiliriz ama uzun soluklu bir mücadeleyle çözülmeyecek sorun yoktur ki benim hayatımda da böyle oldu. İnsan mezara kadar değişmiyor belki ama kendini geliştirebiliyor. Benim de değişmeyen değerlerim, aksi huylarım ya da bazı olaylar karşısında değişkenlik gösteren azmim ve direncim olabilir. Buna rağmen bu dediklerimin bir ritmi var. Onu duyuyor ve hissediyorsunuz. İşte o ritmi yakaladığınızda sizi hedefinize götürüyor. O ritmi duymadığınızda da bocalıyor ve pasif kalabiliyorsunuz.
Gönül sesiniz, iç sesiniz size her zaman doğru yolu buldurur mu?
İnsan bir gönlü ve bir vicdanı olduğunu hatırlayıp onu harekete geçirdiği zaman hayatı düzgün ve anlamlı yaşıyor. Sömürüye, savaşlara karşı oluyor. Mazlumun, haklının yanında yer alıyor. Ve haksızlıklara karşı mücadele ediyor, yalan söylemiyor, dostlarını ihmal etmiyor. Bence gönül ve vicdan denen neyse onları bulup sesini dinlerseniz size bir şeyler fısıldadıklarını duyarsınız.
Önceki söyleşimizde 'İnsanın defoları, lekeleri var' demiştiniz. Siz defolu yanlarınızı ehlileştirmeyi ve sevmeyi nasıl başardınız?
Zayıf olduğunuzda ya da elinizden hiçbir şeyin gelmediği anlarda kimi kendini kahreder, kimi silahına sarılır kimi de yaşamına son verir. İnsan lekelerini, hatalarını bilir, anlar ve onları sevmeyi öğrenirse bunların hiçbirine başvurmuyor. Kendini çözemeyen insan dünyanın, ailesinin başına sorun oluyor. İnsan önce kendini anlayıp çözecek, kendi gönlünün, vicdanının sesini duymayı öğrenecek ki karşı tarafı anlayabilsin.
Ve hatta bir başkasını sevebilmek için de önce kendini sevecek...
Aynen öyle. Kötü taraflarını da sevecek ki onları düzeltebilsin. Sevgi o kadar değerli bir duygu ki. 'Dünyanın en güçlü orduları bile sevgi karşısında diz çöker' diye bir söz vardır. Siz kendinizi hoş görmeye başlayınca karşınızdaki de sizi hoş görmeye başlıyor. Özür dilemek böyledir. İnsan gönül ve vicdan sesini duyduğu zaman hatasını anlar ve iyi niyetle bunu çözer. Karşıdaki de o ilk adımı, ilk barış elini kabul edebilir.
Peki, bir kadın için ne kadar fedakarlık yaparsınız?
Karşınızdaki kişiyi birinci sıraya koymalısınız. Aşk da, sevgi de önce onun ruhunu, bedenini, isteklerini dinlemekten geçiyor. Ve onun için sürprizler yapmaktan. O da sizi, bu denli seviyorsa yaptıklarınızın karşılığını verecektir. Biraz bu konularda tecrübeliyim ve yüzde seksen kadının dediğini yaparsanız hayatınız boyunca bir kere evlenir ve o kişiyle de tüm hayatınızı geçirirsiniz. Bunun adını da 'kılıbıklık' koymuşlar ama ancak böyle yaparsan hem sen hem de kadın mutlu olur. Hele bir de böyle davranmaktan zevk alıyorsan yaparak mutlu ol işte, ne var ki bunda? Sanki o kadın gidince başka kadın mı dolduracak yerini? Bence ne benim ne de karşımdakinin yeri dolar. Herkes farklı bir çizik atıyor kalbinize sonra da gidiyor.
HER ACI UNUTULUR
Siz kadınların her isteğini yaptınız mı?
Yaptıklarım da oldu, yapmadıklarım da. Kadından kadına değişir. Bazı kadınlar istediği şeyi tatlı dille anlatamadığı ve sorun çıkardığı zaman bir savunma mekanizması oluşuyor. Direniyorsunuz.
Her giden kalbe bir çizik atıyor dediniz, kalbiniz çok mu çizik dolu?
Benim de kalbimde bir-iki önemli çizik var.
O çiziği atıp gidenler unutulmuyor değil mi?
Unuttum, zaman geçti, bitti gibi bir şey yok. Duygularınızı mezara kadar götürüyorsunuz. Yirmi yıl önce tanıştığın birine göstereceğin toleransı yirmi yıl sonra tanıştığın kişiye göstermiyorsun. 'Belki de hak eden oydu. Diğeri hak etmiyor' diye de düşünüyorsunuz.
Kadınlar çizik atıp gidince, siz de acınızla yalnız kalınca ne oluyor?
Öyle bir acı yok. Onun da sabrını Tanrı vermiş insana. İnsan her şeyle başa çıkabiliyor. Önemli olan o şifreleri bulmak. O şifreyi bulursanız 'Ah, öldüm, bittim' demiyorsunuz. Bir kapı kapanıyor, diğeri açılıyor.
Bir kadın ağlattı mı sizi?
Ağladıklarım vardır (gülüyor)...
AHMET HAKAN'A HAK VERİYORUM AMA...
Spielberg'in yönetmenlik yapacağı filmde oynayacağınız uydurma bir haber mi?
Uydurma değil. Yönetmen Spielberg değil, yapım firması ona ait. Netleşince bir basın toplantısıyla duyuracağım bir konuydu. Erkenden haber çıktı ama düzelttirdim. Yönetmen Jeremy Podeswa. İsrail-Filistin hikayesi. Altı aydır yazışmalarımız sürüyor. Film Lübnan'da çekilecek.
Ahmet Hakan da köşesinde 'Hollywood'a gitmeden gitmiş gibi yapmayın' diye yazmıştı...
Ahmet yakın dostumdur ama bazen bana böyle geçirmeler yapar. Yıl sonuna doğru sözleşme yapıldıktan sonra duyuracağım. Önceden yazılınca bu tip spekülasyonlar oluyor. Ben de Ahmet'e hak veriyorum ama elimde olan bir şey değildi, Ahmet de bunu bilsin. Bunu da söylemiş olayım.
ÇOCUKKEN SU VE SİMİT SATARDIK
Çizgi roman biriktirirmişsiniz...
Çok okurum. Hala çok var elimde. Çocuğun hayal dünyasını geliştiren bir şey. İnsan her türlü kitabı sürekli okusa keşke. Dünya daha güzel bir yer olur. Bazı şeylerin fazlası zarardır derler ya sanatın, okumanın fazlasının asla zararı yoktur.
En çok hayranı olduğunuz çizgi roman kahramanı kim ve hangisi olmayı isterdiniz?
Kaptan Swing, Zagor ve Teksas'ı çok severim. Zagor Tenay olmak isterdim. Mister No da olmak isterdim.
Zagor ya da Mister No olsaydınız Türkiye için neler yapardınız?
Türkiye için bir tane kahraman yetmez. Üç-beş kahraman ancak yeter.
'Babam asker kökenliydi' dediniz, disiplinli bir baba mıydı?
Çok. Babam her şeyimize karışırdı. Sevgiyle, saygıyla andığım en büyük iyiliği, yazları bizi çalıştırması oldu. 'İyi ki yapmış' diyorum. Mesela akranlarım yaz tatilindeyken biz tamirci çıraklığı yapardık. Su, simit satardık. Bu sadece bana özel değil. Bizim kuşak böyle yetişti. Hayatı erken yaşlarda öğrettiği için babama çok teşekkür ediyorum. Para biriktirmeyi, paylaşımı ve hazıra konmamayı öğrendik.
Sibel Ateş Yengin
AKŞAM
Yorum Yazın