BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?
Ben 1947 yılında öğretmen baba ile ev hanımı bir annenin 6 çocuğunun 4 numarası olarak Kars’ın Sussuz İlçesi’nde dünyaya geldim. Babam öğretmen olduğu için birkaç il dolaştık. Ben İlkokul 5. sınıf eğitimime İstanbul’da devam ettim. Tabii orta ve lise eğitimimi İstanbul’da tamamladım.
SANAT AŞKI NASIL BAŞLADI ?
Bu sorumuz karşısında espri yapıp kahkahalar atıyor… Ben sanatçı olarak dünyaya geldim sanırım. Çocuk yaşlarda tiyatro ve sinemaya büyük bir tutkum vardı. Henüz 5 yaşındaydım okulun tiyatrosunda oynamak istedim. Öğretmen kadronun tamamlandığını söyleyip beni oyunda oynatmamıştı. Çok üzülmüş ve ağlamıştım. Bu durumuma dayanamayan öğretmenlerim beni şiir okumak için sahneye çıkarmışlardı. Şiirin bitiminde ayakta alkışlanmıştım. Bu benim ilk sahne deneyimim olmuştu.
SONRA NELER OLDU?
Babamın tayini İstanbul’a çıkmıştı. 5. Sınıf eğitimini burada okudum. Tabii orta okul ve liseyi de… Lise 2. sınıfta “Dover Yolu” oyununda Dominik uşak oynadım. Lise 3. sınıfta Akşam Gazetesi’nin düzenlediği yarışmaya katılmaya katıldık. Okul adına katıldığımız bu yarışmada okulumuza birincilik kazandırdık. Daha sonra Milli Türk Talebe Birliği’nde oynadım, çocuk oyunları yazdım, Direklerarası Kabare’de profesyonel olan Özden, Lale Oraloğlu Tiyatrosu’nda ve Üç Maymun Kabare Tiyatrosu’nda yer aldım. 20 yıl “Uğurböcekleri” adı altında gazinolarda İzmir Fuarı’nda sahne aldım. Televizyonda skeçler yazdım ve oynadım. ‘Figüran Osman’ tipi ile çok sevildim.
FİGÜRAN OSMAN İLE ŞÖHRETİ YAKALAMIŞTIM
KAÇ SİNEMA FİLMİNDE YER ALDINIZ?
1974 yılında başrollerini Kadir İnanır ve Hale Soygazi’nin paylaştığı ‘Ceza’ isimli filmde sinemaya merhaba dedim. O dönem TRT’de Figüran Osman tiplemem patlamıştı. Herkes beni parmakla gösteriyordu. Yapımcı bu filmde oynamamı istemişti ve filmde yer almıştım. Ancak dublaja çağırmadılar. Figüran Osman Sivas ve Kayseri lehçesi konuşan bir tiplemeydi. Ancak Ceza filmindeki dublaj tam bir İstanbul beyefendisinin dublajıydı. Figüran Osman’ın ‘F’si yoktu ne yazık ki… Bu filmden hemen sonra bir film şirketi beni çağırdı. Adamlar Sadri Alışık’ı şöhret etmiş bir firmaydı. Şirkette Temel Gürsu’da oturuyordu. Şirket sahibi bana, ‘Birazdan Ferdi Tayfur gelecek. Onunla anlaşmasak seninle komedi filmi yapacağız demişti’ O dönem oynasam ortada ne Kemal Sunal vardı, ne de Şener Şen… Adamlar Ferdi Tayfur ile anlaşmış ve bu şansı kaçırmış oldum.
40 BİN LİRA TEKLİFİ GERİ ÇEVİRİP TİYATROYA DÖNDÜM
Daha sonra ‘Akıllı Deliler’ ‘ Eşek Şakası’ Şişeli Köy’ ‘İşler Tıkırında’ ‘ Borusunu Öttürenler’, ‘Gazinocular Kralı’gibi birçok filmde oynadım. Başrol oynadığım filmler de oldu, ama bunlar çok fazla değil. Benim asıl işim tiyatroydu. Gazino dönemi kapanmıştı, sinemada seks furyası vardı. Bana da bu filmlerde oynamam için teklif geldi. Düşünsenize Ali Poyrazoğlu o dönem bu filmlerden 4 bin lira alıyordu. Bana gelen teklif 40 bin liraydı. Ancak kabul etmedim. Ben de kürkçü dükkanına yani tiyatroya geri döndüm. Tiyatro büyük bir aşk… Benim huzur bulduğum yer…
YAPIMCILIĞI İLK FİLMİMDE BIRAKTIM
BİR YAPIMCILIK DA YAPTINIZ, NEDEN DEVAM ETTİR MEDİNİZ?
Evet, 1980 yılında 35mm olarak "Bizim Sokak" adlı bir sinema filmi çektik. O zamanlar sinemada yapımcı olarak barınmanız çok zordu, hatta mümkün değildi. Bu işin köşe başlarını tutmuş insanlar vardı. Bizim filmimizde Münir Özkul, Adile Naşit, Müjdat Gezen, Neco, Kadir Savun, Sümer Tilmaç gibi önemli isimler olduğu halde... Filmde çok güzel bir film olduğu halde kabul görmedi. Bu filmde Rahmetli İhsan Yüce ile ortaktık. Filmi Adana Bölgesi hiç peşinsiz aldı, sonra da parayı ödemediler. Samsun Bölgesi senetle aldı ve senedini ödedi. İstanbul'da yaz aylarının en sıcak günlerinde gösterime girdi. Tabi ki iş yapmadı. Kahredip yapımcılığı da ilk filmimle birlikte bıraktım.
YAPIMCILIĞI BIRAKTIKTAN SONRA NELER YAPTINIZ PEKİ?
Televizyona yöneldim bu defa. Komedyenlik yapmak isterken birdenbire Star TV'den sunuculuk teklifi geldi. "Uğur Böceği"nden ortağım da İzmir'e yerleşmişti. Ben tek başıma kalmıştım. Artık ne iş olursa olsun yaparım felsefesiyle hareket ediyordum. Uzun süre TGRT, Star, Kanal 6, gibi televizyon kanallarında kısa sürelerle sunuculuk yaptım. TGRT kanalında skeçlerde oynadım. Daha sonra "Ünlüler Çiftliği"nde kendimi göstereyim, tiyatromun reklamını yapayım düşüncesiyle bu programa katıldım. Dönüp arkama baktığımda tiyatro dışında diğer alanlarda ciddi bir çalışma içinde olmamışım.
SKEÇLERİ SİZ Mİ YAZIYORDUNUZ?
"Uğur Böceği"skeçlerini ben yazıyordum. ortağım rahmetli Zeki Yurtbaşı ile oynuyorduk.
OYUNCULUKLA İLGİSİ OLMAYANLAR DİZİYE DAHİL EDİLDİ
BİR DÖNEME DAMGA VURAN SEKSENLER DİZİSİ NEDEN YAYINDAN KALKTI SİZCE?
‘Seksenler’ Dizisi muhteşem oyuncu kadrosu ile gönüllerde taht kurmuştu. Diziye eş dost empoze edildi. Oyunculukla alakası olmayan müzisyenler oynatıldı. Rasim Öztekin, Ayberk Atilla, Kemal Kuruçay gibi ana kadronun önemli isimlerini kaybettik. Serhat Kılıç gibi çok başarılı bir isim diziden ayrıldı. Ben Serhat’ı Sadri Alışık’a çok benzetirdim. Çok yetenekli bir oyuncu. Rahmetli Öztürk Serengil bize yaptığınız işte imzanız olacak diyordu. Yani yapacağınız tipleme sizin imzanızdır derdi. O imzayı atamayan insanlar diziye dahil edildi. Sonra Pandemi de süre 50 dakikaya düşürüldü. Dizinin iyi isimlerinin sahneleri azaldı. Durum böyle olunca ben ayrıldım. Yani efsane ‘Seksenler’ dizisi intihar etti.
Röportaj: Habib BABAR
Yorum Yazın