NİLGÜN HANIM BİZE BİRAZ KENDİNZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?
Ben 6 Şubat 1959 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. Aslen Kütahyalıyız… Biz kardeşler ayrılmış bir anne- babanın çocuklarıydık. Annemin büyük sevgisi ve ilgisi ile gayet mutlu, sorunsuz ama çok sorumluluk sahibi olarak büyüdük. Yani canım annemiz bizlere hem annelik etti, hem babalık. Eğitimimi İstanbul’da tamamladım.
EN BÜYÜK HAYALİM OYUNCU OLMAKTI
PEKİ OKUL HAYATINIZDAN SONRA NELER YAPTINIZ?
Okul hayatından sonra kısa bir evlilik yaşadım ve bu evlilikten oğlum Volkan doğdu.1981 yılında sanat dünyasına mankenlik yaparak merhaba dedim. Oyunculuğa karşı büyük bir ilgim vardı. Tek amacım mankenliğin yanı sıra oyunculuk ta yapmaktı. O dönemde Nisa Serezli-Tolga Aşkıner Tiyatrosu’ndan teklif alarak, hayalim olan Tiyatroya geçiş yaptım. Çok mutlu olmuştum. En büyük hayalim gerçekleşiyordu. Tiyatro’da başarılı bir grafik çizmiştim. Artık Yeşilçam’da filmlerde oynama zamanım gelmişti.
SİNEMA OYUNCULUĞU HAYALİNİZ NASIL GERÇEKLEŞTİ?
O güzel günler sırasına oyuncu abim rahmetli Kamuran Usluer'in tavsiyesi ile ‘En Büyük Şaban’ adlı filmde Rahmetli Kemal Sunal ile başrol paylaştım. Bu filmdeki oyunculuğum büyük bir beğeni kazandı. Sinemaseverler de beni sevdi. Artık ardı ardına film teklifleri almaya başlamıştım. Ve devamında yirmiye yakın Sinema-Video filmin de ve TV dizilerinde rol aldım. Artık ünlüler kervanındaki yerimi almıştım. Oyunculuk hayalimi gerçekleştirmiştim.
EŞİMLE BİRLİİKTE YAPIM FİRMASI KURDUK
BİRDE YAPIM FİRMASI KURMUŞTUNUZ YANILMIYORSAM?
Ben filmlerde ve dizilerde yer aldığım dönem ikinci evliliğimi yaptım. Eşimle kendi firmamızı (ROP YAPIM)kurarak işlerimize devam ettik, dört sinema filmi çektikten sonra, TRT’ye Çatallı Köy, Türkmen Düğünü ve Pembe Panjurlu ev adlı dizileri çektik. Bu arada ikinci anneliği yaşadım, kızım Pelin dünyaya geldi. Bu koşuşturmalar sırasında TGRT televizyonundan sunuculuk teklifi alınca başka bir kulvara yelken açmış oldum. On yıl aralıksız ‘Hanımeli’ programını, daha sonrada TRT’de ‘Pandoranın Kutusu’ adlı gece programını canlı olarak sundum. Bu arada kızımın büyümesini kaçırmamak için mesleğe ara vermek istedim, zaten bu arada piyasa şartları değişip, tekelleşmeye başlamıştı, sonrada işle ilgili ortam oluşmadı. Ve şimdi iki çocuk annesi ve bir torun sahibi babaanneyim. Eşimle birlikte yazları Bodrum’da, kışları İstanbul’da yaşıyoruz.
YEŞİLÇAM’I BİTİREN ŞEY NEYDİ SİZCE?
Yeşilçam’ın bitmesinin sebebi televizyon ve dizi sektörünün çok büyümesi. Bu arada üretimin şartlara bağlı olarak düşmesi, halkın ekonomik koşulları Sinema salonlarını boşaltması, her evin adete sinema salonu olması bence en büyük etkendir.
TV DİZİLERİNDE VE SİNEMA FİLMLERİNDE YEŞİLÇAM OYJNCULARINA NEDEN YER VERİLMİYOR SİZCE?
Bana göre Televizyonlarda tekelleşmeden dolayı, üç-beş firmanın yapımlarda öncelik alması ve kendi kadrosu dışında dışardan eski Yeşilçam oyuncularına yer vermemesi, İzlediğimiz kadarıyla, bu sadece bizim ülkemize mahsus, yabancı yapımlarda çok değerli eski oyuncuları, karakter rollerde ve yaşının gerektirdiği roller de görebiliyoruz. Ülkem ve gerçek sanatçılar için çok üzücü.
YEŞİLÇAM FİLMLERİNDE HAYAT, SEVGİ, YAŞAM, DOSTLUK VE AİLE ÖN PLANDAYDI
ESKİ FİLMLER İLE YENİ FİLMLER ARASINDAKİ FARK NEDİR?
Eski ve yeni filmler arasındaki fark ise; Eskilerde hayat, sevgi, yaşam, dostluk ve aile ön planda idi. Herkes kendinden bir şeyler bulabiliyordu. Yeşilçam filmleri hala o lezzetle izlenebiliyor. O dönem yokluk içinde çok iyi filmler çekildi. Kimse hak ettiği paraları kazanmadı. Sanat için tüm enerjilerini ortaya koyuyorlardı. Evet, bugün çok daha profesyonel, yüksek bütçeli işler yapılmasına rağmen eski lezzeti bulamıyoruz, çünkü maalesef, şiddet ve kadın ön planda.(İstisnalar hariç)
GENÇ OYUNCULARA TAVSİYELERİNİZ NELERDİR?
Genç oyunculara tavsiyem olamaz, zira onlar işlerini çok profesyonelce yapıyorlar, hepsi birbirinden akıllı ve kültürlü, yolları açık olsun.
ABLANIZ GÜLŞEN BUBİKOĞLU İLE AYNI PROJELERDE YER ALDINIZ MI HİÇ?
Ablam Gülşen ile sadece ilk filminde, yanında bulunduğum için sınıf arkadaşını oynamıştım. Sonrası olmadı.
ŞEHNAZ, DARMADUMAN YERDE OTURUYORDU
BUGÜNE KADAR HİÇ UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZI BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?
Sanat yaşamımda elbette çok güzel anılarımız oldu. Hepsi birbirinden değerlidir. Ama, öne çıkan ne derseniz, rahmetli Fatma Girik İle oynadığımız, ‘Sevgilerin En Güzeli’ adlı filmde yaşadığımdır. Gerçekten bu anıyı hiç unutamıyorum. Fatma Girik ile birlikte aynı filmde oynamak gerçekten heyecanlandırmıştı bizi. Rol gereği Oyuncu arkadaşımız Şehnaz Dilan’ın Fatma Girik’ten ciddi bir dayak yemesi gerekiyordu. Şehnaz, bana dedi ki; ‘Çok korkuyorum. Şu sahneyi bir atlatsam, çok kötü vuruyor ‘dedi. Güldüm geçtim ,’Hadi canım abartma’ dedim. Sahne gelmişti… Öyle bir dayak yedik ki bende araya girip kurtaran olarak, elbisemde tek bir düğme kalmamıştı, Şehnaz, darmaduman yerde oturuyordu. Yüzümdeki şaşkınlık ve perişan halim, hem Şehnazı, hem Fatma Ablayı , hem de beni dakikalarca güldürdü, Büyük ustaya saygılar olsun…
Bu keyifli sohbet için çok teşekkürler Nilgün hanım.
Ben teşekkür ederim Habib bey..
ROL ALDIĞI BAZI FİLM VE DİİLER
En Büyük Şaban, Ayrı Dünyalar, Yor, En Büyük Şaban, Kara Para, Seviyorum, Yetimlerin Türküsü, Muhteşem Serseri, Kuşatma 2, Kan Çiçek Açtı, Gözlerin Sevda Senin, Yengeç Burcu, Sevgilerin En güzeli, Mikrop, Şükür Allahım, Sarı Çiçek Sokağı ve Kadın Severse, Türkmen Düğünü, Anneler Babalar ve Çocuklar, Uzaylı Zekiye, Mesela Muzaffer…
RÖPORTAJ: Habib BABAR
Yorum Yazın