Okullar tatile girince Haluk Arda ile geçenlerde sinemaya gidiyoruz…. Yolda otoların arkasına tutunup kaymaya çalışan patenci gençlere baktı baktı, sonra bana döndü… “Teyze şunlara baksana ne kadar tehlikeli değil mi, ya o arabanın önündeni araba fren yapsa ve o tutunup kayan çocuğun durumu ne olur Allah korusun o tekerleğin altına girse sonu ne olur diye soru sordu,” Heklıydı da, Allah korusun Arda’nın dediği gibi araba bir fren yapsa … kaza kaçınılmazdı… peki Anne, babalar niye çocuklarını eğitmezler, niye … ya o çocuğun tutulduğu arabanın şöförü… dikiz aynasından görmüyormuy du… elbette görüyordu… Asıl suç onda da vardı… ama düzen buydu vurdumduymazlık….
Biz bunları tartışırken sinemaya gelmiştik bile, Ardaya büfeden, birseler almak istedim mesela patlamış mısır, sinemanın vazgeçilmez klasiğidi… Ama arda “Yok teyze istemem dedi, şaşırmıştım, sebebini sormaya başlıyorduki sözümü kesti “ Bu mısırı hangi yağla kavurduklarını biliyormuşsun teyze dedi, sonra bilirsin yanmış yağ kansere davetiye çıkarır… ben dışarıdan birşey yemem… okulda bile kantinden birşey almam ben… ucuz olsun diye hep kalitesiz yiyecekler satılıyor, ben evden getiriyorum, annem bana tost yapıyor, onu alıyorum yanıma dedi … Şaşırdım… içimden Bravo Haluk Arda dedim, bravo seni yetiştiren ailene… Bazen düşünüyorumda çocuklarımızı Haluk Arda gibi yetiştirebilsek, Eminim yarın dünyanın gıpta ettiği bir Türkiye oluruz.
Yorum Yazın