Bir gezgin olan yazar, dünyanın değişik destinasyonlarında tattığı, döndükten sonra araştırıp deneyerek kendi mutfağına uyarladığı gerçek yemek tariflerine yer vermesinin amacını şöyle açıklıyor: “Betimlemeleri yaparken, okuyucunun öykünün içine daha derinlemesine girmesini sağlamak, karakterlerin, mekanların veya olayların daha canlı bir şekilde hayal edilmesini desteklemek için mümkün olduğunca beş duyuya hitap etmek istedim”.
Gerçekten de tat, duyguları harekete geçiren çok önemli bir duyu değil midir? Gastronominin aşkla ilişkisini de unutmayalım. Romantik bir akşam yemeği, özenle hazırlanmış bir sofra, iki kişinin birlikte yemek yapma deneyimi, ritüeller, lezzetler ve atmosfer, gastronomik metaforlar, aşk hikayelerini zenginleştirir.
“Ayağımın Tozuyla Aşk”, dünya mutfaklarını ve yemek kültürünü hikayenin içine entegre ederek okuyucuya farklı bir deneyim sunuyor.
Yorum Yazın