Merkez Seyhan İlçesi Akkapı Mahallesi'nde yaşayan Nusret Leymunçiçeği, 2 yıl önce eşini boşayarak Özbek asıllı 33 yaşındaki Shakhnozakhon Leymunçiçeği ile evlendi. İddiaya göre, eşine farklı gerekçelerle sürekli şiddet uygulamaya başladı. 18 Kasım'da, kokudan rahatsız olduğu için bulaşıkları makinede yıkamak isteyen eşini tekme tokat dövdü. Yüzünde ve vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar oluşan ve acı içinde kıvranan eşini eve kilitleyen dayakçı koca, kendisine yalvaran eşini 2 gün sonra hastaneye götürdü. Burnunun kırıldığı belirlenen kadın, daha sonra Kadın Sığınma Evi'ne yerleştirildi. Gözaltına alınan Nusret Leymunçiçeği, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Özbek kadının yardım çığlığı ve mağduriyetine hassasiyet gösteren Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Aile İçi Şiddet Suçları Soruşturma Bürosu harekete geçerek, dosyayı yeniden ele aldı. Adana Devlet Hastanesi ile Adli Tıp Birimi'nden alınan iki rapor arasındaki çelişkilerin giderilmesi için, detaylı muayene yapılarak tekrar rapor alınması sağlandı. İlk raporun aksine, alınan 3'üncü raporda Özbek kadının vücudunda kırıklar bulunduğu, yaralarının da basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek derecede olduğu saptandı. Alınan Adli Tıp uzmanı raporu ve yeni delillerin elde edilmesi sonucu, şüpheli koca Nusret Limonçiçeği tutuklandı.
Nusret Leymunçiçeği hakkında 'kasten yaralama', 'tehdit', 'eşe karşı eziyet' ve 'cebir ve tehditle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nne dava açıldı. Suçlamaları kabul etmeyen Leymunçiçeği, "Amacım 2 bulaşık için makinenin çalışmamasıydı. Tasarruf yapmak istedim. Eşim de iki tabağı illa makineye koymak isteyince tartıştık. Tartışma esnasında tokat attım. O da kafasını mutfağın tezgahına vurdu ve yere düştü. Yere düştükten sonra vurmadım" diye savunma yaptı.
Evlendiği günden bu yana sürekli şiddet gördüğünü anlatan Shakhnozakhon Leymunçiçeği ise şunları söyledi:"Eşim alkol aldığı zamanlar tekme tokat döverek sık sık şiddet uygular. 4.5 aylık hamileyken beni yine tekme tokat dövdü. Bundan dolayı kanamam oldu. Doktora gittiğimizde doktor çocuğun öldüğünü söyledi. Ancak ben Türkiye'de kimsem olmadığı için bana karşı yaptığı şiddet uygulamasına karşı çıkamadım. Olay günü de 'Bulaşıkları elinde yıka, makineye koyma' diyerek tartışma çıkardı. Bana küfür edip, 'Seni öldürürüm, bu evden çıkamazsın' diyerek tehdit etti. Yüzüme attığı yumrukların etkisiyle başımı mutfak tezgahına çarptım. Saçımı tutup kafamı yerlere vurdu. Ben yere düştükten sonra beni tekme tokat ve yumrukla bir süre dövdü. Beni sürükleyerek yatak odasına götürüp attı. 2-3 gün boyunca evin kapılarını kilitleyerek evden çıkmama engel oldu. Herhangi bir işte çalışmadığımdan hiçbir güvencem yok. Sanıktan çok korktuğum için şikayetçi olmak istemiyorum. Kendisinden şikayetçi olsam da olmasam da cezaevinden çıkınca beni döveceğini biliyorum. Artık baş edemiyorum. Şikayetçi değilim."
Mahkeme hakimi, evliliklerinin başından beri sanığın müştekiye ufak gerekçeleri bahane ederek sebepsiz olarak şiddet uyguladığı ve davranışlarının eziyet mahiyetinde olduğunu belirterek, en üst sınırdan ceza verdi. 'Kasten yaralama', 'tehdit', 'eşe karşı eziyet' ve 'cebir ve tehditle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından toplam 14 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan dayakçı kocanın tutukluluk halinin devamına da karar veren mahkeme, cezalarda herhangi bir indirim uygulamadı.KAYNAK:Bursa Hakimiyet Gazetesi
Yorum Yazın