‘Anneliğe Dair Herşey’ mottosuyla 9-12 Ocak 2019 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi – CNR Expo’da düzenlenen mammashow, uzman konuklarıyla anne ve anne adaylarına rehberlik edecek çok sayıda etkinliğe evsahipliği yapıyor. CBME Türkiye & mammashow Pazarlama Müdürü Aslı Altınok Erdal, “mammashow’da bu yıl ‘Nasıl Minimalist Anne Olunur?’dan ‘Bebeklerde Uyku Rutini Yaratma’ya, ‘Attachment Parenting: Bağlanma-Temelli Doğal Ebeveynlik’ten, ‘Hamile Göbeği Bağlama ve Bebek Giyme Semineri’ ile ‘Bebeğin İlk Yılında Emzirme, Ek Gıdaya Geçiş ve Beslenme’ gibi anne adayları ve annelerimizin ihtiyaç duyabileceği tüm konularda 21 eğitim semineri hazırladık. Annelerimiz bu seminerlerde alanında uzman 36 konuşmacımızla biraraya geliyor ve onlarla interaktif iletişim kurarak aklındaki tüm sorulara cevap buluyor.” dedi.
Mammashow etkinlikleri kapsamında Sosyal Medya’da Hassas Anne olarak tanınan yazar Ece Kumkale, Hassas Anne kitabında yer verdiği ve çocukları ile başlarından geçen hikayeleri anlatan anneler ile mammashow kapsamında düzenlenen sohbet etkinliğinde bir araya geldi. Kumkale’nin moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğe kitapta hikayelerini anlatan ve sosyal medyada da oldukça ilgi odağı olan anneler Ayşegül Dede, Başak Kıran Büşra Uysal, Hatice Beyza Bulut ve Kadriye Altınbaşak katıldı.
Oyun terapistinden destek aldıkHassas Anne kitabında ‘Boşanmış Anne’ başlığı altında hikayesini anlatan, 13 yaşında oğlu, 8 yaşında bir kızı bulunan eğitimci, masal anlatıcısı Ayşegül Dede, boşanma anında bir kriz yaşandığını ama sonrasında bunun bir kabullenişe dönüştüğünü belirtti. Dede, boşanma konusunu çocukları ile nasıl aştığını ise hikayesini ise şöyle anlattı: “Boşanma sonrası kızımda bir güvensizlik duygusu oluştu. Çünkü her yere kendisini benim karnımda çizmeye başladı. Bunun için hem psikoloğumuzdan hem de oyun terapistinden destek aldık. Onun için evde hikaye temelli oyun alanları kurduk. Kızım bu şekilde kendini iyleştirdi. Özellikle okul öncesi dönemde çocuklar oyun oynayarak kendilerini psikolojik olarak iyileştirebiliyor. Boşanma sırasında oğlum daha büyüktü. O bunun için kendini sorguladı ve suçladı. Çünkü ona göre o doğduktan sonra boşandığımıza göre, suç bende, dedi. Yine bir hikaye oluşturduk ve kimsenin kendisini suçlamasına gerek olmadığını ve şartların bunu gerektirdiğini anlattık. Sonra, tamam, anladım, suç ben de değil, dedi.”
Besin alerjisi toplumsal bir mücadeleAlerjik Anne başlığı altında hikayesini anlatan yazar Büşra Uysal, ebeveynlere özellikle annelere özel mesajlar verdi. Oğlunun cevize alerjisi olduğunu söyleyen Uysal, “Komşumuzun yaptığı cevizli baklavanın şerbetini tatması sonucu oğlumuzun cevize alerjisi olduğunu öğrendik. Bu nedenle tanımadığınız çocuklara, tanıdığınız bile olsa ebeveynlerine sormadan sağlıklı bile olsa hiç birşey ikram etmeyin.” uyarısında bulundu. Alerjisi olan çocukların okul kantinlerinde yemek yiyemediklerini, doğum günü partilerine katılamadıklarını ifade eden Uysal, “Bu çocukların tek olmadığını göstermemiz lazım aslında besin alerjisi toplumsal bir mücadele. “ dedi.
Engelli çocuklarımızı saklamamalıyız Bir engelli annesi olan yazar Hatice Beyza Bulut, “1 oğlum, 1 kızım var. Kızım 24. haftada 660 gram doğdu. 8 ay küvezde kaldı ve doğumundan kısa bir süre sonra kızımız beyin kanaması geçirdi. En fazla 2-3 yaşında kadar ve engeli olur dedi doktorlar. Ama biz inandık ve kızım 8 yaşında.” dedi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar nedeniyle zaman zaman, çocuğunu kullandığı yönünde eleştiriler aldığını söyleyen Bulut, “Yıllarca bu çocuklar saklandı. Utanılası, sıkınılası bir durumdu. İnsanlar engelli çocuklarını dışarıya çıkarmaya utanırdı. Aslında hala bile var. Çok içler acısı bir durum. Çocuklarımızı saklamamalıyız. Onlarda sosyal yaşamın içinde olmalılar. İnsanların algısını değiştirmeliyiz.” diye konuştu.
Kan bağı değil önemli olan kalp bağıHikayesi ile dinleyenleri göz yaşlarına boğarak duygusal anlar yaşanmasına neden olan 2 kız annesi influencer Kadriye Altınbaşak, “İlk eşimden boşandığımda 8 aylık bir bebekle kala kalmıştım. Mesleğim yoktu, para kazanmak ne demek bilmiyordum. Nasıl yaşarım diye arayışa girdim, birçok iş yaptım. Pazarda mantı bile sattım. O zamanlar bunu söylemeye utanıyordum ama şimdi gurur duyuyorum. Bu yaşamın içinde bir gün kızım avuçlarını açıp, baba – amin, dedi. O zaman kızımın bir babaya ihtiyacı olduğunu anladım. Şimdi ki eşimle evlenirken biz ilk kızımın odasını yaptık. Rahatsızlığında, uykusuzluğunda hep başında oldu ve olmaya da devam ediyor. Tabii ki kızımın onu seven bir gerçek babası var. Ancak kan bağı o kadar önemli değil, önemli olan kalp bağı. Biz bunu başardık.” diyerek konuklar arasında yer alan eşi için bir alkış istedi.
Anne ve babalar donör olmalılar2014 yılında kızlarının lösemi olduklarını öğrendiklerini söyleyerek sözlerine başlayan Başak Kıran, doktorların hastalığın tedavisinde moralin çok önemli olduklarını söylemesi üzerine çocuklarına lösemi olduğunu söylemediklerini kaydetti. Tedavi sırasında maske takılmasına rağmen löseminin bulaşıcı bir hastalık olmadığını sözlerine ekleyen Kıran, Kızımız şu an çok sağlıklı. Ancak bir isteğim var: Tüm ane ve babalar dönör olmalılar. İlik bekleyen o kadar çok kişi var ki” diyerek önemli bir hatırlatma da bulundu.
Yorum Yazın