© Haber Caddesi 2021

SADECE SİNEMA YAPMAK YETERLİ DEĞİL

Oyunculuk, yönetmenlik, sunuculuk ve yapımcılık. Anlayacağınız bir koltuğunda on karpuz taşıyor Onur Yaprakçı… Şu sıralar yeni projeler üretmek için gecesini, gündüzüne katarak çalışan Yaprakçı, ‘Kendi projelerimi hayata geçirmek, farklı bakış açılarıyla içerikler üretmek her zaman ilgimi çeken bir şeydi. Bu yüzden yapımcılık benim için sadece bir geçiş değil, sektör içinde daha fazla sorumluluk alarak büyümek anlamına geliyor’diyor. Mesleğine aşık biri olduğunu her fırsatta dile getiren Onur Yaprakçı, Alper Ergez’e dobra dobra konuştu..

OYUNCULUK, SUNUCULUK DERKEN ARTIK YAPIMCI KİMLİĞİNİZLE SİZİ GÖREBİLİYORUZ. BU GEÇİŞ SÜRECİ NASIL OLDU, NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

Aslında yapımcılığa geçiş sürecim doğal bir akış içinde gerçekleşti. Sektörde yıllarca oyuncu ve sunucu olarak çalıştıktan sonra, işin mutfağında da olmak, hikâyeleri sadece anlatan değil aynı zamanda şekillendiren biri olmak istedim. Kendi projelerimi hayata geçirmek, farklı bakış açılarıyla içerikler üretmek her zaman ilgimi çeken bir şeydi. Bu yüzden yapımcılık benim için sadece bir geçiş değil, sektör içinde daha fazla sorumluluk alarak büyümek anlamına geliyor.

MATİNE FİLM OLARAK BUGÜNE KADAR BİRÇOK SİNEMA PROJESİNDE YER ALDINIZ. PEKİ, ŞİMDİLERDE ÜZERİNDE ÇALIŞTIĞINIZ YENİ PROJELERİNİZ VAR MI?

Evet, şu an birkaç farklı projeyle ilgileniyorum. “Aşiret Sevdası” adlı filmimiz yapım aşamasında. Ayrıca, komedi türündeki yeni bir sinema filmi hikâyesi üzerinde çalışıyorum. Bir yandan da gençlik-komedi türünde bir proje geliştiriyoruz.

MATİNE FİLM’İ SİNEMA DIŞINDA DİZİ, TV PROGRAMLARI, FORMATLAR VE DİJİTAL İÇERİK ÜRETİRKEN DE GÖREBİLECEK MİYİZ?

Kesinlikle. Günümüz medya dünyasında sadece sinema yapmak yeterli değil. Dizi projeleri, dijital içerikler ve televizyon formatları da büyük bir alan oluşturuyor. Matine Film olarak farklı platformlara uygun içerikler üretmek için çalışıyoruz. Sadece sinemayla sınırlı kalmayıp televizyon ve dijital dünyada da var olmak istiyoruz.Bunun için adımlarımızı attık. Bu sezon başlıyoruz.

ÖZELLİKLE DİZİSİNİ YA DA FİLMİNİ ÇEKMEK İSTEDİĞİNİZ BİR ROMAN YA DA GERÇEK HAYAT HİKAYESİ VAR MI?

Evet, uzun zamandır hayata geçirmek istediğim birkaç gerçek hayat hikâyesi var. Bunlardan biri, Anadolu’da geçen dramatik ve güçlü bir aile hikâyesi. Ayrıca, geçmişten günümüze gelen bazı romanları uyarlamak da ilgi alanımda. Önemli olan, o hikâyenin günümüz seyircisine nasıl hitap edeceğini doğru analiz edebilmek.ince eleyip sık dokuyoruz.

TÜRKİYE DİZİ VE SİNEMA SEKTÖRÜNÜN SİZCE EN BÜYÜK SIKINTISI VE EKSİKLİĞİ NEDİR?

Bence en büyük eksiklik, özgün senaryolar ve cesur yapımcılar. Genellikle garantici bir yaklaşımla hareket ediliyor, bu yüzden farklı türlerde ve yenilikçi projeler görmekte zorlanıyoruz. Ayrıca, uluslararası standartlarda prodüksiyon kalitesine ulaşmak için bütçe yönetimi ve teknik altyapı konusunda da iyileştirmeler yapılması gerekiyor.

SİNEMA YA DA DİZİ PROJELERİNİZE BAŞLAMADAN ÖNCE MEKÂN SEÇİMLERİNİZİ NASIL YAPIYORSUNUZ? ÖNCESİNDE NASIL BİR ÇALIŞMANIZ OLUYOR?

Öncelikle hikâyenin ruhuna uygun mekânlar belirlemeye çalışıyoruz. Senaryonun geçtiği yerlerin atmosferi, hikâyenin duygusunu doğrudan etkiliyor. Genellikle öncesinde detaylı bir scouting (mekân araştırması) yapıyoruz. Hem görsel anlamda tatmin edici hem de lojistik olarak uygun mekânları belirlemek için ekibimizle sahada çalışmalar yapıyoruz.

PROJE SEÇİMLERİNDE VE OYUNCU SEÇİMLERİNDE ÖZELLİKLE NELERE DİKKAT EDİYORSUNUZ?

Proje seçiminde öncelikle hikâyenin güçlü bir çatısı olup olmadığına bakıyorum. İzleyiciye yeni bir şey sunmalı, klişelerden uzak olmalı ve anlatım dili güçlü olmalı. Oyuncu seçiminde ise sadece yetenek değil, rolün getirdiği psikolojik ve fiziksel özelliklere uyum da önemli. Aynı zamanda oyuncunun projeye olan motivasyonu ve ekiple uyumu da karar verirken dikkate aldığım unsurlar arasında.

BİR OYUNCU HEM KOMEDİ HEM DE DRAM TÜRÜ PROJELERDE YANİ HER ROLDE KENDİNİ GÖSTERMELİ Mİ?

Kesinlikle. Bir oyuncunun tek bir türe sıkışmaması gerektiğini düşünüyorum. En iyi oyuncular hem komedi hem de dram türünde başarılı olanlar. Önemli olan, oyuncunun kendini her rolde geliştirmesi ve farklı karakterlere bürünebilme yeteneğini göstermesi.

SİNEMADA YÖNETMEN-OYUNCU İLİŞKİSİNİ NASIL TANIMLIYORSUNUZ?

Bu ilişki, filmin başarısını doğrudan etkileyen en önemli unsurlardan biri. Yönetmen, oyuncunun en iyi performansını ortaya çıkarmasına yardımcı olmalı, oyuncu da yönetmenin vizyonuna güvenmeli. Güçlü bir iletişim ve karşılıklı güven olduğu zaman ortaya çok başarılı işler çıkıyor.

MESLEKTE ÖN PLANA ÇIKMAK, FARK YARATMAK İÇİN SİZCE NASIL BİR DONANIMA, BİLGİ BİRİKİMİNE SAHİP OLUNMALI?

Sektörü iyi tanımak ve sürekli kendini geliştirmek çok önemli. Sadece yetenek yeterli değil; işin teknik kısmını, yapım sürecini, senaryo yazımını ve kamera arkasını da öğrenmek gerekiyor. Aynı zamanda dünyadaki sinema ve dizi trendlerini takip etmek ve bu doğrultuda yenilikçi projeler üretmek fark yaratmak için önemli bir adım.

SİNEMA SEKTÖRÜNDE YER ALMAK İSTEYENLERE TAVSİYELERİNİZ NELERDİR, KENDİLERİNİ NASIL GELİŞTİRMELİLER?

Öncelikle çok izlemeli, çok okumalı ve sürekli kendilerini geliştirmeliler. Pratik yapmak, sektörde deneyim kazanmak ve cesur olmak gerekiyor. Küçük projelerle başlayıp deneyim kazanmak, ardından daha büyük işlere yönelmek iyi bir yöntem olabilir. Birde sektörde birilerine güvenip onların kendilerini yönlendirmelerine izin vermesinler. Sorgulasınlar, başka insanlarında fikirlerini alsınlar. Malesef ki bu sektörde çok az namuslu ve donanımlı insan var. O yüzden dikkatli olsunlar.

EN BÜYÜK HEDEFİNİZİN MEDYA PATRONLUĞU OLDUĞUNU BİLİYORUZ. PEKİ, ONUR YAPRAKÇI’NIN TELEVİZYON KANALI NASIL BİR KANAL OLUR?

Aslında bu konuda somut bir adım atmış durumdayım. Haber National adlı haber platformum iki yıldır aktif ve kendi kitlesini oluşturdu. Dijitalde başlayan bu serüveni bir televizyon kanalına dönüştürmeyi planlıyorum. Kanalın odak noktası tarafsız ve güçlü bir haber anlayışı olacak. Ancak bunun yanı sıra, belgeseller, analiz programları ve toplumu ilgilendiren güncel konular üzerine interaktif içerikler de üretmeyi düşünüyorum. Geleneksel haberciliği, dijital dünyanın dinamikleriyle harmanlayan bir yapı kurmak istiyorum. Yani klasik bir haber kanalı değil, izleyiciyi de içine alan, etkileşimi yüksek bir yayın platformu olacak.

RÖPORTAJIMIZA KATILARAK BİZE ZAMAN AYIRDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ. SON OLARAK HABER CADDESİ OKUYUCULARINA VE SİZİ SEVENLERE NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

Ben teşekkür ederim. Öncelikle Türkiye’deki sinema sektörünün daha da gelişmesi için Sinema dağıtımcıları , yöneticileri ve sinema salonu sahiplerine büyük görev düşüyor. Yapımcılara karşı birazda liyakatlı olmaları, onları dinlemeli, destekleyip başarıya ulaşmaları için çalışmalar yapmaları sektörü canlandırmak adına iyi olacağını düşünüyorum. Hiç bir yapımcıyı tek seferlik görmemek lazım, onları sektöre küstürmekten ziyade kazanmak gerek.

Ben bizi Destekleyen, samimiyetle dinleyen, takip eden herkese sevgilerimi iletiyorum.

Röportaj: Alper ERGEZ

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER