© Haber Caddesi 2021

MANKENDEN ŞARKICI OLUR!..

“Güzel kadının başarısı hazmedilmiyor” diyen Ece Gürsel, insanların kafasındaki ‘mankenden şarkıcı olmaz’ düşüncesineyse son derece üzülüyor.

Cihangir’de şirin bir kafede buluştuğumuz Ece Gürsel, yeni projelerinden söz ederken son derece heyecanlıydı. Caz vokali eğitimi aldığını söyleyen Gürsel’le farkındalık ve müzik yapan mankenler algısı üzerine konuştuk...

 ‘Yarı Farkında’ adlı albümünüz geçen yılın ortalarında müzik marketlerdeki yerini aldı. O zamandan bu yana albüme ilgi nasıl?


İçinde bulunduğumuz ay itibariyle albümüm bir yıllık oldu. Bu zamana kadar yaptığım işe gösterilen ilgi gayet güzeldi. İlk albümüm olmasına rağmen çok başarılı bulundu ve müzik kalitesinin son derece yüksek olduğu söylendi. Zaten çok iyi isimlerle çalışmıştım ve karşılığını da aldım.


 Şarkıcı kimliğinizle ilgili nasıl eleştiriler aldınız?


Albümün tanıtımı, Ghetto’da verdiğim konserle oldu. Bu şekilde canlı bir tanıtıma cesaret eden insan sayısı çok az, bu yüzden de böyle bir çıkış benim için artı oldu. İnsanların tepkisi son derece olumlu diyebilirim. Şimdiye kadar verdiğim konserlere gelen insanlar, performansımdan çok memnun kaldı. Müzik eleştirmenlerinin, beni rock müziğin gelecek vaat eden isimleri arasında göstermesi de daha çok motive olmamı sağlıyor.


 Peki, sizi üzen eleştiriler aldınız mı?


Ülkemizdeki, ‘mankenden şarkıcı olmaz’ düşüncesi beni en çok üzen eleştiri. Özellikle, insanların kafasında böyle bir kalıp var ve bu düşünce de sadece Türkiye’ye özgü bir şey. Dünyaya baktığınızda pek çok modelin; şarkıcı, moda editörü, yazar olduğunu görebilirsiniz. Fakat ülkemizde böyle bir şey yapmaya kalktığınızda, ikinci işiniz bir türlü kabul edilmiyor. Yurt dışında yaşayan benim gibi insanlar buraya geldiklerinde bizi eleştirenler onları alkışlıyor ama aynı saygıyı maalesef kendi insanına göstermiyorlar.

İlk albümünüzdeki 11 şarkının tamamı size ait. Bu, müzik piyasasına biraz fazla iddialı bir giriş olmamış mı?


Aslında öyle görünüyor ama ben uzun yıllardır söz yazıyorum. 2008 yılından beri MSG (Musiki Eseri Sahipleri Grubu) üyesiyim ve yazdığım şarkıları orada biriktiriyorum. Şimdiye kadar bundan kimseye bahsetmedim, istedim ki işlerim ortaya çıktıkça insanlar bunları görsün. Ben üretmeye devam ediyorum, yeni albüm için de yine kendi sözlerime yer vermeyi düşünüyorum. İyi bir söz yazarıyım ya da bestekarım demiyorum, bunu zaman gösterecek. Ama bir yıl boyunca, verdiğim bütün konserleri canlı yaptım, dışarıdan şarkı alma kolaycılığına kaçmadım ve görselliği ön plana çıkarmayı da düşünmedim. Bu süreçte sadece müzik için koşturdum. Ben rock müzik yapıyorum ve tarzım da bu.

 Popun altı boşaldığı için mi böyle bir yola gittiniz?


Ben küçüklüğümden beri rock müzik dinliyorum. Popçuları tanımam bilmem. Ailem de evde yabancı müzik dinlediği için Aerosmith, Guns’n Roses, Radiohead gibi gruplarla büyüdüm. Genç kızlık dönemlerimden beri rock barlara gider ve sevdiğim müziği dinlerdim. Bu tamamen yaşantıyla alakalı.

 Şarkılarınız nasıl ortaya çıkıyor?


Önce söz yazıyorum; çok nadirdir ilk olarak bestenin gelmesi. Yazdığım sözlerin hepsi beni anlatır, içlerinde bir derinlik ve felsefe vardır. Şarkı sözlerimde çok fazla teşbih var ve bu yüzden de şarkılarımda ne anlattığımı edebiyat bilen insan anlar. Yapım şirketim slogan şarkılar yazmamı söyledi ama ben şarkılarımda farklı şeyler anlatmak istiyorum. Şu anda bir kabullenilme sürecinden geçiyorum ama inanıyorum ki bir süre sonra insanlar yaptığım işleri fark edecek ve tarzımı benimseyecek.


 Yaptığım röportajlarda, söz yazan şarkıcılar ya aşktan ya da ayrılıktan beslendiklerini söylüyorlar. Sizin için hangisi belirleyici oluyor?


Aslında ikisi de besleyici oluyor. Yeni aşık olduğumda çok iyi üretiyorum ama aşk rutinleştiğinde yazamıyorum. Adeta kilitleniyorum ve hayatımda yeni bir kıvılcım bulmak adına yalnız kalmak istiyorum. İlişkilerimde de hep böyle olmuştur.
Demet Akalın da kariyerinin başında mankendi. Ancak şu anda Demet Akalın denildiğinde aklımıza başarılı bir şarkıcı geliyor.

 Sizin de böyle bir hedefiniz var mı?


Mankenliği, o beni bırakana kadar bırakmayı düşünmüyorum. Ne zaman ki bu meslek için cildim ve yüzüm elvermez, o zaman bu işi bırakırım. Bunların dışında kitap da yazıyorum; yakında çıkacak. İnsanlar yazarlık kimliğimi de görecekler. Aslında 2005 yılından bu yana ‘www.ikikadin.com’ adlı bir internet sitesinde aşk ve ilişkiler üzerine yazılar yazıyorum. Zaten kitap da bu yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşacak. Şu sıralar bir öykü yazıyorum. Hayatımda edebiyatın izleri hep olacak.

 Yaz ayları geldi. Şu sıralar yeni bir proje düşünceniz var mı?


İkinci albümde daha fazla rock yapmak istediğimden, yeni bir ekiple çalışacağım. Üçüncü bir video klip çekmek istiyorum ve sonrasında da bir single çıkarabilirim. Sürekli olarak yoğun bir tempoda koşturduğumdan hayatım da
planlı olmak zorunda.  Sporla, basketbolla uğraştığım ve düzenli bir hayat yaşadığım için hep planlı oldum. Öyle ki, önümdeki  20 yılı planlayarak yaşayan bir insanım.

 



Röportajın tamamını Haftasonu dergisinde okuyabilirsiniz.

 


RÖPORTAJ: ERDİNÇ YAPAN
MİLLİYET-CADDE

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER