© Haber Caddesi 2021

ERKEĞİM UZUN BOYLU OLMALI!..

Boxer dergisinin bu ayki ‘Veda Busesi’ sayfasına Esra Sönmezer konuk oldu. Hakkında merak edilenleri yanıtlayan oyuncu-sunucu, aşkı nasıl yaşadığını ve erkekte aradığı özellikleri de anlattı.

İstanbul doğumlusunuz ama kökeniniz Arnavut sanırım...          

- Evet, ben İstanbul’da doğdum ama ailem Arnavutluk’ta doğmuş. Sonradan İstanbul’da ticari hayatlarına devam etmişler.

Çocukluğunuz nasıl geçti? Tek çocuk musunuz?

- Tek çocuğum. Refah içinde büyüdüm. Çocukluğum rahmetli dedem Behçet Sönmezer’e ait Tüccarbaşı’ndaki köşkte geçti.

Okul yılları nasıldı? Dersler, erkekler?

- Süperdi diyebilirim. Hayatta en büyük keyfi okul yıllarımda aldım. Eğitimimi tamamlamış olmama rağmen hâlâ daha okumaya doyamadım. Öğrenci olmak beni çok mutlu ediyordu.

Okulda popüler miydiniz? Sizde bir amigo kız havası var gibi...

- Hem de çok, çünkü sınıf başkanıydım üç yıl boyunca. Bir de yaramazlık yapan erkek öğrencileri feci döverdim. Bu yüzden fazlasıyla meşhurdum okulda. (Gülüyor)

HAKSIZLIK YAPTILAR TACI KABUL ETMEDİM

Tescilli Türkiye güzelisiniz. Yarışmaya katılmadan önce ne yapıyordunuz? Nasıl bir hayatınız vardı?

- Kendimi bildim bileli enerjim çok yüksek, hiperaktifimdir. Yarışmadan önce okula gidip geliyordum; malum... Yarışmadan sonra da bir şey değişmedi, yine okula devam ettim. O dönemler bu piyasanın içinde hiçbir iş yapmadım. Çünkü babam yarışmadan sonra yasakladı, “Önce okulun” dedi. Ben de onun sözlerini dinledim. İyi ki de dinlemişim.

Türkiye güzeli seçilmenizin ardından dünya dördüncüsü oldunuz ama unvanı kabul etmediniz. Neden?

- Tacımı kabul etmedim, çünkü yarışmada haksızlık oldu. Derece sıralamasında büyük bir hata olmuştu. Bunun adına şike de diyebiliriz. “Bunu nereden biliyorsun?” diye sorarsanız, bu çok özel. Haksızlığı hazmedebilen biri değilim. Organizasyonu yapanlar yanlış kayaya çarptılar, kusura bakmasınlar.

Tacınızı yarışmanın ortasında attığınız söyleniyor. Doğru mu? Biraz o günü anlatır mısınız?

- Atmadım. O davranışı gösterecek kadar saygısız biri değilim. Podyumda jürinin önüne yakın bir yere kibarca tacımı, kupamı ve çiçeğimi koyup sahneden ayrıldım. Sonuçta ben de özgür bir bireyim, saygısızca davranılmadığı sürece düşüncelerimi ortaya anında koyabilme cesaretine fazlasıyla sahibim. Bunu da kimse engelleyemez.

PATAVATSIZ VE SİVRİ DİLLİYİM

Reklam oyuncusu olarak mı başladı oyunculuk kariyeriniz? İlk hangi projeyle ekranda yer aldınız?


- Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ndeki öğrenimimi bitirdikten sonra TRT ile başladım bu yolculuğa. İki yıl boyunca ekonomi programı hazırlayıp sundum. Sonra da arkası geldi. Reklamlar, diziler ve başka özel kanallarda sunuculuklar... Üç yıldır bu sektörlere hizmet ediyorum. Yani ben biraz tersten başladım diyebilirim. Güzellik yarışmasındaki şöhreti kullanarak bir iş yapmadım. İnsanlar beni ve o günkü sansasyonları unutmuştu bile. Aradan altı yıl geçtikten sonra sıfırdan başladım.

Tiyatroda da oyunculuk yaptınız. Dizilerde yer aldınız. Albüm çıkardınız. Bunların her birini yapmak yerine birine odaklanmayı düşünmediniz mi?

- Zaten tiyatro bölümü mezunuyum, tabii ki tiyatrolarda oynayacağım. Albüme gelince... Rahmetli annemin bir isteğiydi bu, o sebeple gerçekleştirdim. Müzik adına bir konser ya da çalışmalarda bulunmadım. Hobi olarak yapıldı ve bitti.

Şu anda ne yapıyorsunuz? Sunuculuğa devam mı?

- Haftada iki gün full çalışıyoruz; bant çekiyoruz. Hafta içi her gün yayınlanan “Esra’nın Yemek Günlüğü”nü hazırlayıp sunuyorum. Birçok televizyon programı yaptım, hepsi de canlı yayındı. O yüzden şimdi bant çekmek bana biraz garip geliyor ama alıştım. Canlı yayının tadı bambaşka. Hele ki benim gibi patavatsız, sivri dilli ve esprili biri ile düşünün neler neler oluyordu! (Gülüyor)

Bundan sonraki proje nedir? Bir dizi projesi var sanırım...

- “Esra’nın Yemek Günlüğü” haricinde bir moda programı da yapmayı düşünüyorum. Formatını kendim hazırladım ve beğenildi. Enteresan bir şey olacak. Ayrıca bir dizi projesi var, görüşmeler halindeyiz. Kısmet, bakalım...

ARKADAŞLIĞIMIZ OTURANA KADAR BANA DOKUNMASIN

Kendinizi güzel mi buluyorsunuz seksi mi?


- Tabii ki güzel buluyorum. Çocuk ruhlu biri olduğum için benimle sohbet eden biri beni asla seksi olarak görmez. Onlar sadece fotoğraf. Fotoğraflardaki Esra ile ben çok farklıyım.

Hoşunuza giden bir erkek size yaklaşmaya çekiniyorsa ne gibi bir atak yaparsınız?

- Hiç düşünmedim. Herhalde ben de bir atak yapamam, utanırım o durumda.

Erkekte ilk neye bakarsınız?

- Boyuna bakarım. Uzun boylu olması önemli.

İlk randevu için erkeklere bir öğüt verecek olsanız bu ne olurdu? Neyi kesinlikle yapmalı veya yapmamalılar?

- İlk yemekten sonra karşısındaki kadına asla “Hadi gel bana gidelim, DVD izleriz” gibi şeyler dememeliler. Gerçekten ters teper.

Şimdiye kadar bir erkeği ağlattığınız oldu mu? Neden?

- Olmaz mı! Nedeni çok özel...

Erkeğin en çok ne yapması seksi gelir?

- Kibar olması ve arkadaşlığımızı oturtana kadar bana dokunmaması.

KIVANÇ’I BEĞENİYORUM

Türkiye’de en çok kimleri beğeniyorsunuz ve başarılı buluyorsunuz?


- Kıvanç Tatlıtuğ’u hem beğeniyor hem de çok başarılı buluyorum. Türkiye’de sarışın aktörler arasında bir çığır açtı diyebilirim. Ben de gerçek bir sarışın olarak oyunculukta çığır açmayı kendime hedef koydum. Çünkü Türkiye’de gerçek sarışın ve iyi oyuncu olan bir kadın yok.

ANORMAL ÇILGINIM

Prenses misinizdir? Hep yardım mı beklersiniz yoksa “Kendi ayaklarım üstünde dururum, her şeyi başarırım” mı dersiniz?


- Asla... Hep hayatla kendim mücadele ettim, ayrıca mücadeleyi ve uğraşmayı da çok seviyorum.

Çılgınlıklara açık mısınız yoksa kurallarınız mı vardır?

- Hem de anormal çılgınım. Fakat ilk başta hiç belli etmem, karşımdakini tanıyana kadar sabrederim, daha sonra kendimi açarım. Sonra ne kadar çılgın ve deli dolu olduğum ortaya çıkar elbet.


Fotoğraflar: Cengiz DİKBAŞ Röportaj: Zeynep SOYLU

KELEBEK

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER