© Haber Caddesi 2021

DEĞNEKLERLE KÜÇÜK AĞRI DAĞINA ZİRVE YAPTI

Iğdır’da, sağlığı için başladığı doğa yürüyüşlerini dağcılık tutkusuna dönüştürerek 30 kez zirve tırmanışı yapan Bedensel Engelli Avukat Mustafa Kılıçarslan son tırmanışını Küçük Ağrı Dağı’nın 3 bin 836 metrelik zirvesine yaptı.

Avukat Mustafa Kılıçarslan (49), çocukken geçirdiği felç nedeniyle sağ bacağını tam olarak kullanamadığı için koltuk değnekleriyle dağların zirvesine tırmanıyor. Usta dağcıların bile zorlandığı Ağrı Dağı’nın 3 bin 836 metre yükseklikteki zirvesine ulaşan Kılıçarslan, azmi görenleri şaşırttı.Büyük Ağrı Dağı’na 2 kez tırmandığını Küçük Ağrı Dağı’na ise ilk tırmanışı olduğunu anlatan Av. Dağcı Mustafa Kılıçarslan,  şimdiye kadar 30 zor dağa tırmandığını anlattı.Spor yaparak, yürüyüş yaparak, bedenini güçlendirdiğini ifade eden Kılıçarslan, “Yürüdükçe bedenimi daha iyi kullandığımı anladım ve kendimi daha güçlü hissetmeye başladım. Bu yürüyüşler, daha sonra dağ tırmanışlarına dönüştü. Aladağlar'daki 3 bin 588 metrelik Alaca zirvesine, Ulukışla'daki 3 bin 524 metrelik Medetsiz Dağı zirvesine, Aygörmez Dağı'nın 2 bin 800 metrelik zirvesine, Hasandağı'nın 3 bin 200 metrelik zirvesine ve Aladağlar Emler Dağı'nın 3 bin 725 metrelik zirvesine tırmandım. 3 bin 705 metrelik Küçük Erciyes tırmanışı yaptım. 9 kez Erciyes Dağı'nın 3 bin 917 metrelik zirvesine ulaştım. En yüksek tırmanışın 5 bin 165 metrelik Ağrı Dağı oldu. Bu gün ise Küçük Ağrı Dağı’na zirve yaptım” dedi.

  “ 8 SAATTE ZİRVEYE ULAŞTI”

  Küçük Ağrı Dağı’na sabah saat 5:00’da tırmanışına başladıklarını yaklaşık 8 saatte zirveye ulaştığını anlatan Kılıçarslan, bu rota 30 yıldır kullanılmadığı için biraz kendilerini zorladığını ifade etti.

  Bacağının hedeflerine ulaşması için kendisine engel olmadığını dile getiren Kılıçarslan, günlük hayatta koltuk değneğe ihtiyaç duymadığını, ancak uzun mesafe yürüyemediğini, koltuk değneği ile dağlara tırmandıkça vücudunu daha iyi kullanmaya başladığını söyledi.

  Koltuk değneklerini kendisinin özel yaptırdığını ifade eden Kılıçarslan, “ Sanayide krom metalden yaptırdığım bu değnekler sayesinde kollarımda güç alarak tırmanıyorum” şeklinde konuştu

  “BENİM ENGELİM SİGARAYMIŞ BACAĞIMDAKİ ENGEL DEĞİLMİŞ”

  7 yıl önce spora başladığını ve sigarayı bıraktığını ifade eden Kılıçarslan, “Sonra gördüm ki benim engelim sigaraymış. Engelimin sakat olan bacağım değilmiş! Bunun için sigara içenleri biraz engelli gözü ile görüyorum. Çünkü onlar bu dağarla çıkamıyorlar. Her şeyden önce sağlıklı olmak için dağlara tırmanıyorum. Tırmandıkça kendimi aşıyorum ve daha güçlü hissediyorum. Artık, günlük hayatta daha rahat hareket edebiliyorum. Diğer taraftan, insanları teşvik etmek istiyorum. Benim sakat bacağımla ve koltuk değneklerimle dağlara tırmandığımı görenler bana özeniyor. Bu sayede çok kişinin sigarayı bırakmasına ve sağlıklı yaşam yürüyüşüne başlamasına neden oldum” diye konuştu.

  “ ÇOCUKLUĞUMDA ENGELİLER OLARAK DEVLETİN GÖZÜNDE YOK HÜKMÜNDEYDİK DEVLETİN ENGELLİLERDEN ÖZÜR DİLEMESİ LAZIM”

  Ortaokul yıllarında okul birincisi olduğunun anlatan Mustafa Kılıçaslan, “Ben okuduğum ilçede okul birincisiydim. Orta 3. sınıfta Devlet Yatılı Parasız Okul Sınavına katıldım. Kırşehir Öğretmen Lisesini kazandım. Sağlık kurulu raporu istediler. 2 hafta hastaneye gittim geldim. Sonra ayağımın sakatlığı nedeniyle ‘yatılı okul öğrencisi olmaz’ raporu verdiler. Kendi kendime doktorlar salak mı niye rapor vermediler;  ben çatıların tepesinde kiremit döşüyorum, ağaçları dallarına tırmanıyorum, yatılı okulda niye kalamayacağım diyordum. Meğer 657 kanun o zaman Devlet Memurları Kanununa gör bizim devlet memuru evrak memurları olmamız bile yasakmış. Yani masa başı işi bile bize yasakmış. Orta 3 de benim ideallerim yok oldu. Uçak mühendisi olmak istiyordum, ya da doktor. Öyle olunca dersleri bıraktım sadece geçecek kadar derslere çalışırdım. Ama liseye geldiğimde yevmiyeci ırgatların 2 katı kadar yonca biçer, amelelik yapacak kadar vücudumu güçlendirdim. Çünkü devlet bize masa başı işi vermiyor ne yapayım. Bunun için bedensel işlerde ekmek parası kazanmak zorundaydım ve bu şekilde çalıştım. Sonra kısmet oldu, hukuk fakültesini kazandım hiç aklımda bile yoktu. Ben çiftçilik yapacaktım devlet evrak memuru bile yapmıyordu, yok hükmündeydik o zaman; aslında devletin bize bir özür borcu var” dedi.

KAYNAK:Güven Gazetesi

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER