© Haber Caddesi 2021

10 DAKİKADA VARİS’TEN KURTUL!

İstanbul Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Doç.Dr. Onur Selçuk Göksel,yaklaşık 2000 yılı aşkın süredir bilinen varis hastalığı günlük yaşamı ciddi şekilde etkilediğini söyledi. Doç.Dr. Göksel, Varis hastalığı tedavisiyle ilgili Habercaddesi’ne konuştu….

Varis nedir? Toplumda ne kadar sıklıkla görülür?

Yaklaşık 2000 yılı aşkın süredir bilinen varis hastalığı  günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyen sağlık sorunlarından birisidir. Varis en basit tanımı ile vücuttaki toplardamarların çapının artması, genişlemesi ve damar duvar yapısının bozulması anlamına gelir. Toplumda yaşamın herhangi aralığında yaştan bağımsız görülme sıklığının % 10-27 arasında değiştiği bilinmektedir.  Bu duruma toplardamarlardaki kapakçıkların şekil ve işlevlerindeki bozukluklar neden olmaktadır. 60 yaşına gelen kadınların %75 sıklıkla görülen bir durumdur. Kadınlarda erkeklerden daha sık görülmekte ve yaşla birlikte görülme olasılığı artmaktadır.

Varislerin tipleri var mıdır?

Klinikte varisleri, şekil ve çaplarına göre 3 şekilde sınıflamaktayız. Bu sınıflara göre tedavi ve tedavinin sonuçları değişebilmektedir. Klinik olarak ayrıca varisler 6 derece olarak değerlendirilir ve tedavi de bu verilere göre şekillendirilmelidir.

Varislerin yakınmaları nelerdir?

Hastadan hastaya değişmekle beraber sıklıkla ağrı, gece krampları, kaşıntı ve dolgunluk hissi, soğukla temas ihtiyacı gibi yakınmalar ön plandadır. Bu yakınmalar, Uzun süreli ayakta durma, Bacakları sarkıtarak hareketsiz oturma, Yaz ayları veya sıcak iklim, Kadınlarda menstruasyon dönemleri, Yüksek ısılı ortamlarda artabilir.

Muğlak olarak anlaşılabilecek bu şikayetlere zaman içerisinde gözle görülen varisler, şişlik ve ödem, ayak bileğinden yukarı doğru ilerleyen kahverengi renk değişiklikleri ve sonrasında da maalesef yara açılmalarına kadar ilerleyen tablolar görülmektedir. Bu sırada bacaklarda şekil bozuklukları da görülmektedir. 

Bu konuda en önemli olan nokta, varislerin genellikle ihmal edilen bir hastalık olmalarıdır.  Ancak, kozmetik sorunların yanısıra varislerin derin toplardamar tıkanıklıklarına sebep olabilmeleri en önemli sonuçlarıdır. Bu tip tıkanmalarda akciğerlere pıhtı kaçması (pulmoner embolizm) hayatı tehdit edebilecek bir komplikasyondur. Bu nedenlerle diyoruz ki varisler, hayatınızda rahatsızlık veren önemsiz bir kozmetik sorun değil, tedavisinde ne kadar erken başlanırsa o kadar tıbbi ve kozmetik başarı getirecek önemli bir hastalıktır.

 

Varislerin tanısı nasıl konulmaktadır?

 

Günümüzde en sık kullanılan ve toplardamar kaçağının spesifik anatomik yerleşimini, derecesini belirleyen radyolojik tanı yöntemi Dupleks ultrasonografidir (damar ultrasonu). Toplardamar sisteminde kaçağın şiddetini, süresini, damar çaplarını ve tıkanıklık olup olmadığını belirleyebilir. Bacağın ödemli olması ve damarsal anatomik varyasyonlar da yanılmalara neden olabilmektedir. Ancak bu yöntemin en büyük dezavantajı, uygulamayı yapan hekimin tecrübesidir. Bu nedenle tedaviyi uygulayacak hekimin iyi derecede damar ultrasonu bilgisi olmalı ve radyolojik tanı ile klinik tanıyı uyumla değerlendirebilmesi gerekmektedir.

Varislerin tedavileri nasıl yapılmaktadır? Son yıllarda ne gibi yeni teknik ve teknolojiler ortaya çıkmıştır?

Varis tedavisi, altta yatan anatomik nedenlere göre yönlendirilmelidir. Hastaların ancak %15 kadarında yakınmalar venoaktif ilaçlar olarak adlandırdığımız grup ilaçlarla hafiflemektedir. Elimizde en önemli korunma aracı basınçlı varis çoraplarıdır, ancak bu çorapların amacı tedaviden ziyade hastalığın ilerlemesinden korunmadır. Varislerin şekillerine göre uygun olan hastalarda yüzeyel köpük skleroterapi veya yüzeyel lazer tedavileri kozmetik açıdan tatminkar sonuçlar vermektedir.

Uygun olan varis hastalarında, gelişmekte olan varisektomi veya ambulatuvar flebektomi teknikleri ile pakelerinin çıkartılması artık hem hasta konforu hem de kozmetik açıdan çok yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. 

Trunkal yetersizlik, yani varislerin büyük çoğunluğuna neden olan büyük ve küçük  bacak toplardamarları yetersizliği durumlarında ise eskiden beri uygulanagelen klasik operasyonlar büyük oranda terkedilmiştir. Son yıllardaki teknolojik gelişmelerle beraber hastalarımızın “kapalı ameliyat veya bıçaksız ameliyat” olarak adlandırdığı lazer veya radyofrekans enerjileri ile hastalıklı bu damarların kapatılması ile tıbbi ve kozmetik olarak son derece yüzgüldürücü sonuçlar almaktayız. Bu sistemlerin en önemli avantajları, hastaların narkoz almadan lokal anestezi ile yapılabilmeleri, iz bırakmamaları, operasyon sonrasında derlenme dönemine ihtiyaç olmaması ve hastaların günlük hayatlarına aynı gün dönebilmeleridir.  Açık varis operasyonlarından sonra görülebilen cerrahi yara yeri enfeksiyonları ve özellikle yağlı yumuşak dokusu fazla olan hanımlarda görülen kasıktaki yağlı akıntılar bu yöntemlerde söz konusu değildir. Daha da önemlisi orta ve uzun dönemde nüks oranları, açık varis ameliyatlarına göre çok belirgin olarak düşüktür.

Varis tedavilerinden sonra basınçlı çoraplar giymek gerekli midir?

Açık varis operasyonlarından sonra uzun süre basınçlı çorap önerilerimizin yerini daha önce anlattığımız lazer uygulamalarından sonra kısa bir süre için çorap giyilmesi almıştır.

Varisler hangi mevsimde tedavi edilmelidir?

Varis tedavisinin tıbbi veya kozmetik açıdan sonuçları mevsimsel farklılık göstermemektedir. Ancak, hasta konforu açısından hastalarımıza yaz sıcağından önce tedavi önermekteyiz.

Varisler tedavi edilmezlerse ne olur?

Tedavi uygulanmadığı süre uzadıkça, hastaların yakınmalarının şiddetlenerek sürmesinin yanısıra toplardamarlardaki yüksek basıncın süregelmesi nedeniyle damar cidarında ve kapakçıklarındaki hasar gittikçe artacak ve geniş çaplı varislerin içerisinde pıhtı oluşumu ve akciğer embolisi riskleri de giderek artacaktır. Bu hastalarda varislerden kaynaklanan kozmetik sorunların yanısıra, bacaklardaki koyu renkli beneklenme ve kahverengi renk değişiklikleri, şekil bozuklukları ve de ayak bileklerinden başlayarak aylarca iyileşmeyen yaş yaralar da oluşabilecektir.

Varis olan toplardamarların alınması veya kapatılması sağlığımızı tehdit eder mi?

Vücudumuzda mevcut olan çok sayıdaki toplardamarlar hastalıklı olan bu damarların görevlerini sağlıklı bir şekilde üstlenirler ve kapakçıkları hasarlı olmadığından sorun olmazlar.

Varislerden nasıl korunalım?

Hareketsiz kalmayın: Uzun sure aralıksız hareketsiz ayakta durmayın veya oturmayın. Ancak mesleki olarak uzun sure ayakta kalmanız gerekiyorsa koruyucu basınçlı çorap giyin.

Yüksek topuklu ayakkabı giymeyin: Yüksek topuklu ayakkabılar baldır kası yerine kalça kaslarının kullanımına neden olduğu için dolaşım zorlaşır ve varis gelişimine zemin sağlar.

Aşırı dar giysiler giymeyin: Kan dolaşımını bozabilecek aşırı dar giysiler varies oluşumunu arttırır.

Uzun süreli güneşlenmeyin: Uzun süreli güneşlenme ve sıcak uygulaması damar genişlemesine neden olur.

Ayaklarınızı yukarı kaldırın: Mümkünse günde en az 3-4 defa olmak üzere, 5-10 dakika sure ile ayaklarınızı kalbinizin seviyesine kaldırarak dinlendirin.

Fazla kilolardan kaçının: Vücut ağırlığının artması, kanın bacaklardan kalbe doğru hareketini güçleştirir. Dolaşımın aksaması sonucunda varis gelişir.

Baharatlardan kaçının.

Soğuk su masajı yapın.

Düzenli ayak ve bacak jimnastiği yapın.

 

RÖPORTAJ: Emrah BABAR

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER